Dava şartlarının mevcut olup olmadığı davanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi mahkemece kendiliğinden de araştırılabilir ise de (HMK md. 115) tahkikat aşamasına geçildikten sonra duruşma günü beklenilerek dosya ele alınıp, tarafların yokluğunda hüküm kurulmaması gerekeceği-
Karısına sürekli fiziksel şiddet uygulayan davalı kocanın, eşine hakaret eden davacı kadına göre boşanmaya neden olan olaylarda daha ağır kusurlu olduğu-
Mahkemece kurulan hükümde, hüküm altına alınan ziynetlerin ayrı ayrı bedelleri gösterilmeden toplam bedele hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
HUMK'nun 193 maddesi hükmünün kamu düzenine ilişkin hükümlerden olmakla yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınması gerekmesi ve usuli kazanılmış hakkın istisnası olması nedeniyle; yerel mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekeceği-
Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorunda olduğundan tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Toplanan delillerden kocanın, annesinin evliliğe ve eşine ölçüsüz müdahalesini kasıtlı olarak önlemediği, bu suretle eşini zor durumda bıraktığı ve evlilik birliğinin mutluluğunu sağlamaya yönelik yükümlülüklerini yerine getirmediği gerçekleştiğine, bu sebeple kadınla aynı oranda kusurlu olduğu kabul edildiğine göre, kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece davacı kadının boşanma davasında tam kusurlu kabul edilmesinin vekalet ücreti takdirine engel olmayacağı-
Boşanma davası için, geçerli bir evliliğin mevcudiyeti yeterli olup, evliliğe ilişkin bir kaydın varlığının zorunlu olmayacağı düşünülmeden ‘kayıtlı bir evlilik bulunmadığından’ bahisle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmayacağı-