Davalı-davacı (koca) davada kendisini vekille temsil ettirdiğine göre birleşen boşanma davasının kabulü sebebiyle karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti takdir ve tayini gerekirken, bu hususun nazara alınmamasının doğru olmadığı-
Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığı da ispat edilmediği halde ana bakım, şefkatine muhtaç çocuğun TMK.’nun 182. ve 336/2. maddeleri uyarınca babanın velayetine bırakılması halinde hükmün bozulması gerekeceği-
Kadının ziynet eşyalarının satılarak ev alındığı, bu evin kadın adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, ziynet eşyalarının davacı- karşı davalı koca da kaldığı ispatlanamadığından ziynet eşyasına yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Boşanma davasında taraflardan birinin davada ruhsal rahatsızlığı olduğu bir kısım delillerle doğrulanmış olduğunda vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinin gerekeceği-
Ön sorun hakkında iki taraf arasında uyuşmazlık varsa, hakimin gerekirse tarafları davet edip dinledikten sonra kararını vermesi gerekeceği-
Davacının davası reddedildiği için, kendini vekille temsil ettiren davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanma davalarındaki yetki kuralı kesin yetki olmayıp, cevap dilekçesinde ileri sürülürse dinlenebileceği, aksi halde dinlenmeyeceği-
Tarafların, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebileceği yahut değiştirebileceği-
Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması eldeki boşanma davasının sonucunu etkileyecek nitelikte olduğundan, tanıma ve tenfize ilişkin davanın bu dava bakımından bekletici sorun (HMK. md. 165/1) yapılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerekeceği-
Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı yasanın 298. Maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme (kısa karara) aykırı olamayacağı-