Hukuk Muhakemeleri Kanununun 141. maddesi gereğince tahkikat aşamasında iddia ve savunma genişletilmemesi gerekeceği-
Davacıya verilen kesin süre, tüm delillere ilişkin olmayıp dava dilekçesinde de dayanılmayan "belge" niteliğindeki delillere yönelik olup, davacıya, tanıklarının isim ve adreslerini bildirme ve bu delilin gerektirdiği delil avansını yatırmak üzere sonuçları da hatırlatılarak, kesin süre verilmesi gerekeceği-
Davalı koca davacı eşinin emekli geliri bulunduğunu bildirmesine ve bu açıklaması dosya arasında bulunan bir kısım delillerle doğrulanmış olmasına ve davacının kuaför olarak çalıştığı da iddia edilmesine göre; mahkemece, belirtilen bu hususun, yoksulluk nafakası talebi yönünden bir ön sorun olarak incelenmesi gerekeceği-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 448. maddesindeki "bu kanunun tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağına" ilişkin hükmü, gider avansının dava şartı olarak kabul edilmesi açısından, önceki 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yürürlükte olduğu dönemde açılmış olan davalara uygulanmaması gerekeceği-
Davacı, davadan feragat ettiğini bildirdiğinden bu husus gözetilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, dava şartları (HMK md. 114) ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verilmesi gerekeceği-
Cevap dilekçesi verildiği takdirde; bir örneğinin mahkemece, davacı tarafa tebliğ edilmesi gerekeceği-
Ön inceleme duruşmasında dava nihai olarak karara bağlanmayıp tahkikat aşamasına geçilirse; davalının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 147. maddesi gereğince tahkikat duruşmasına davet edilmesinin zorunlu olması gerekeceği-
“Tavzih, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebilir. D.çesinin bir nüshası, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edilir. Cevap, tavzih talebinde bulunan tarafa tebliğ olunur. Mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar verir; ancak gerekli görürse iki tarafın sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebilir” (HMK. md. 306/1-2) hükmüne göre karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemelerin yasada gösterilen istisnalar dışında kararlarını kendilerinin kaldırmaları mümkün olmayıp, Yargıtay tarafından "feragat nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına" karar verildikten sonra mahalli mahkeme tarafından davanın feragat nedeni ile reddine karar verilebileceği-