Ticari senetlerde keşideci ile lehtar arasında ticari belge ilişkisinden evvel kural olarak bir adil hukuk alacak-borç ilişkisi olup asıl borç ilişkisinin kurulmasından sonra veya bu ilişki kurulurken bir ticari belge düzenlenmiş olması, mevcut bu iki tür ilişkiden birine dayanılarak dava açılmasını engellemezyeceği ve her iki ilişki bir arada varlıklarını sürdürdükleri hallerde, alacaklının, telahuk eden haklarından herhangi birini ileri sürmeye yetkili olması gerekeceği-
«İpotek borçlusu» yerine «kredisi borçlusu»nun -bankaya- «borcu kalmadığından» bahisle, «ipoteğin kaldırılması»nı isteyemeyeceği—
Dava, «borçtan kurtulma davası» adı altında açılmış olsa da, dava dilekçesinin içeriğine ve davacının amacına göre, davaya «olumsuz tesbit davası» olarak bakılması gerekeceği–
Takip aşamasında zamanaşımı itirazında bulunmayan borçlunun açtığı olumsuz tesbit davasında, «zamanaşımı nedeniyle borçlu bulunmadığının tesbitini» isteyemeyeceği-
Senedin «kumar borcu karşılığı düzenlenmemiş olduğu» konusunda, davalı alacaklıya yemin teklif edilebileceği–
Davalı - alacaklıların birden fazla kişi olması halinde, olumsuz tesbit davasının, bunlardan birinin ikametgahının bulunduğu yerde (HUMK. mad. 9/II, şimdi; HMK. mad. 7/1) açılabileceği–
«Nakden» kaydını taşıyan bir senedin davalı vekilinin «altın karşılığında» davalı asilin ise «altın ve para karşılığında» düzenlendiğini belirtmesi halinde, asilin beyanına üstünlük tanınarak, senedin tâlil edilmediği sonucuna varılması gerekeceği–
Malen kaydını taşıyan bononun, davacı «satın alınan otomobilin satış bedeli karşılığında düzenlendiğini», davalı ise «satılan otomobile verilen maddi zarar karşılığında düzenlendiğini» ileri sürmesi halinde, isbat yükünün davalıya düşeceği–
Dava konusu bononun -iddianın aksine- «taraflar arasındaki protokolde öngörülen bono olmadığını» ileri süren davalının, protokolde düzenlenen bonoyu ayrıca ibraz etmedikçe, savunmasının kanıtlanmamış sayılacağı–