«Nakden» kaydını taşıyan senedin «mal karşılığı düzenlenmiş olduğu» konusunda tarafların birleşmiş olmaları halinde, senedin tâlil edilmiş sayılmayacağı–
Ticari defterlerine dayanılan karşı tarafın (hasmın) ticari defterlerini ibrazdan kaçınması halinde, defterlerinin ibrazını istemiş olan tarafa «iddiasının doğruluğu hakkında» yemin verdirilmeden hüküm verilemeyeceği– 6102 sayılı yeni TTK.'ndan önceki dönemde "ticari defterlerle ispat" konusunda yapılmış olan aşağıdaki açıklamalar, yeni TTK.'ya önceki (6762 sayılı) TTK.'nun 82 vd. maddelerinde yer almamışsa da, aynı konu yeni 6100 sayılı HMK.'nun "ticari defterlerin ibrazı ve delil olması" başlıklı 222. maddesinde yeniden düzenlenmiş olduğundan, bu yeni düzenlemede yürürlükten kalkmış olan önceki 6762 sayılı TTK.nun 83. maddesinde bulunan "tamamlayıcı yemin"e yer verilmemiş bulunduğundan; bundan böyle ticari defterlere ilşkin önceki açıklama ve içtihatlar HMK. nun 222. maddesi çerçevesinde -"tamamlayıcı yemin"e başvurulmaksızın- geçerliliğini sürdürecektir.
Bono metninin her iki tarafça da tâlil edilmiş daha doğrusu; her iki tarafın da, bononun düzenleme nedeni (ihdas sebebine) aykırı beyan-da (açıklamada) bulunmuş olması halinde, isbat yükünün yer değiştirmeyeceği (yani; davacıda bulunacağı)–
Keşideci tarafından sadece hâmil aleyhine -kişisel def’ilere dayanılarak- açılan olumsuz tesbit davalarında önce «lehdara verilen senetlerin karşılıksız olduğu»nun -kesin delillerle- isbat edilmesi, ondan sonra da «hâmilin kötüniyetli olduğu»nun -gerekirse tanık dinletilerek- isbat edilmesi gerekeceği–
Kredi sözleşmesinin müteselsil kefili tarafından verilen teminat senedinin tahsili hakkında yapılan takip ile birlikte, tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile, borçlu hakkında kredi sözleşmesine dayanılarak yapılan ilâmsız icra takiplerinde «borçlu olmadıklarının tesbitine» dair açılan davanın, genel nitelikte bir tesbit davası olmayıp, İİK’nun 72. maddesinde yazılı «olumsuz tesbit davası» niteliğinde olduğu–
Borçlunun «haciz» sırasındaki ikrarının hukukî niteliği ve bağlayıcılığı–
Davacının, kesinleşen «itirazın iptali davasının reddine» ilişkin ilâmı icra dairesine ibraz ederek, İİK. 40 uyarınca «icranın eski hale getirilmesi»ni sağlama imkanı bulunduğundan, açtığı «geri alma davası»nın hukukî yarar yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekeceği–
