«Senedin kumar borcu karşılığında düzenlenmiş olduğu» iddiasının tanıkla kanıtlanabileceği–
Genel kredi sözleşmelerinde yer alan ve bankalara «tek taraflı olarak faiz oranlarını arttırabilme ve geçmişte kullandırılmış olan kredilere bu faiz oranlarını uygulayabilme», «kullandırılan krediyi dilediği zaman tek taraflı olarak kesebilme» yetkisini veren hükümlerin, MK’nun 23/II, BK’nun 19/II ve 20. maddelerine aykırı ve dolayısı ile geçersiz (batıl) olmadığı, ancak bankanın kredi sözleşmesindeki faiz oranını tek taraflı olarak arttırırken, «dürüstlük ve doğruluk kuralları»na (MK. 2) aykırı davranmış olup olmadığının bilirkişilere inceleme yaptırılarak araştırılması gerekeceği–
Açığa imza suretiyle düzenlenen senedin «anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu» iddiasının yazılı delil ile isbat edilebileceği–
Hasmın ticari defterlerine dayanan tarafın davasını ispat yolunda başkaca bir delil göstermeyip salt hasmın defterine dayanmış ve içeriğini kabul edeceğini mahkeme huzurunda beyan etmiş ve buna karşılık ticari defterlerini karşı tarafın ibrazdan kaçınmış olması halinde, hasmın ticari defterine dayanan tarafa iddiasının doğruluğu hakkında yemin verilerek, davacının iddiası sabit sayılarak bu iddia doğrultusunda karar verilmesi gerekeceği–
«Davacının imzalı belgeyi açık olarak ele geçirdiği» hususunun tanık ile ispat edilebileceği–
İcra dairesine yatırdığı paranın alacaklıya ödenmesine açtığı olumsuz tesbit davasında mahkemeden aldığı ihtiyati tedbir kararı ile engel olan borçlunun, paranın alacaklıya ödenebilir hale geldiği (yani, ihtiyati tedbirin kalktığı) tarihe kadar faiz ödemek zorunda olduğu–
«İcra takibinde fazla ödenen paranın geri verilmesini sağlamak için» yapılan icra takibine itiraz edilmesi üzerine, alacaklının açtığı «itirazın iptali davası»nın «istirdat (geri alma) davası» olarak kabul edilip sonuçlandırılması gerekeceği–
«Kısa karar» ile «gerekçeli karar» arasında çelişki oluşturacak şekilde karar verilemeyeceği–
Borcun takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde bazı sürelere riayetsizlikten dolayı zamanaşımına uğraması ve takibin yenilenmesi halinde ise borçlunun takip hukuku hükümlerine (İİK/33/a,71) göre tetkik merciine başvurup bu konuda oradan bir karar alması gerekeceği, davacı borçlunun da "takibin durdurulması" yolunda kararı almış olduğundan, davacının açtığı (menfi tespit) davasının dinlenmeyerek reddine karar verilmesi gerekeceği-
