İcra takibine konu çekin bedelsiz olduğu iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkin, menfi tespit davası açıldıktan sonra, taraflar arasında düzenlenen borç ödeme protokolü ile davacı takip konusu borcu taksitler hâlinde ödemeyi kabul etmiş olup, aynı gün icra dairesine başvurarak ve protokolü ibraz ederek protokole göre ilk taksidi ödemiş olduğundan, borç ödeme protokolünün icra baskısı altında düzenlenmiş olduğunun kabulüne olanak bulunmaması nedeniyle söz konusu protokol esas alınarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Açılan menfi tespit davasının konusu belli bir değerle ilgili bulunduğundan ve mahkemece esas hakkında karar verildiğinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 15. maddesi gereğince hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi karar ve ilam harcına karar verilmesi gerekirken, maktu harca karar verilmesinin doğru olmadığı-
İbranamenin verilmesinin borcun ödendiğini göstereceği; davacının bunun aksini ispat etmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasına ilişkin yargılamanın iadesi isteminde, dava dosyasının taraflarının dava dilekçesinde gösterilmesi zorunlu olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, HMK’nun 119/1-b ve 119/2 hükümleri uyarınca işlem yapıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Kredi kartı üyelik sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinden dolayı menfi tespit isteğine ilişkin olan dava 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığından; ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı-
Takibe konu ipotekle temin edilmiş alacaktan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, mahkeme, takipten vazgeçilmesi nedeniyle, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verdiği için; mahkemece, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi hükmü gözetilerek nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Davacının faydalı masrafları isteyemediği, taşınmazın davalı tarafından satıldığı tarihte faydalı masraflar nedeni ile kiralanandaki değer artışı gözetilerek bu artışı isteyebileceğinden mahkemece ek rapor alınarak ya da konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu ile yerinde yeniden keşif yapılmak sureti ile, taşınmazın satıldığı tarihte davacı tarafından yapıldığı kabul edilen faydalı masraflarla birlikte gerçek değeri ile faydalı masraflar dikkate alınmaksızın taşınmazın değeri belirleneceği, bu şekilde elde edilecek değerler arasında bir fark meydana geldiğinde bunların birbirine oranlanacağı, böylece davacı kiracının yaptığı imalatların bedele yansıma miktarı bulunarak bu miktara hükmedileceği, eğer faydalı masrafların yapılmış olması hali ile yapılmamış olması halinde belirlenen değerler arasında bir fark bulunmuyor ise davalının sebepsiz zenginleşmesinin olmadığı-
İhtiyati haciz tutanağındaki beyanın müzayaka altında verildiği anlaşıldığından davacıyı bağlamayacağı-
TTK’nun 599. (6102 sayılı TTK'nun 687.) maddeleri uyarınca hamilin kötüniyetli olduğu kanıtlanmadıkça keşideciyle lehdar arasındaki şahsi def'ilerin iyiniyetli hamile karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı-
Dava, banka teminat mektubu bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasında çekişmesiz olduğu üzere, üçüncü kişinin fiilini taahhüt eden davalı bankanın, elinde likiditenin olmadığı durumlarda mektup bedelini derhal tazmin etmesi gerekmekte ise de; mektubun henüz tazmin edilmeden mahkemece verildiği, ve teminatın ödenmemesi hususunda verilen bir ihtiyati tedbir kararının varlığı halinde ise ihtiyati tedbir kararına muhalefetin aynı zamanda suç teşkil ettiği de dikkate alınarak mektup bedelinin ödenmesinin mümkün olmadığı-