Kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların, icra takibine konu edilmesi halinde, elatma tarihi 09.10.1956 tarih ile 04.11.1983 tarihi arasında ise; takibe konu ilamın 5999 sayılı Yasa'nın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesinin yürürlüğe girdiği 30.06.2010 tarihinden önce olması durumunda İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, ilam tarihi 30.06.2010 tarihinden sonra ise İdarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceğinin kabulü gerekeceği, ilam tarihi 23.01.2013 olup, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğundan borçlu İdare'nin haczi kabil mal varlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
İİK'nun 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemeyecek olup, bir meskenin, borçlunun haline uygun olup olmadığı, adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenmesi gerekeceği-
Hacze konu kalorifer kazanlarının bütünleyici parça niteliğinde olup olmadıklarının ve içerisinde bulundukları binalardan ayrı olarak hacizlerinin mümkün olup olamayacağının mahkemece mahallinde bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak tespit edilmesi ve sonucuna göre haczedilmezlik şikayeti hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece; borçlunun haciz anında kanunen bakmakla yükümlü olduğu kişilerin kimler olduğu, bu kişiler adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı ve gelir durumları da belirlenerek borçlunun sosyal ve ekonomik durumu saptandıktan sonra, bilirkişilerden ek rapor alınıp taşınmazın bulunduğu şehrin daha mütevazi bir yerinde daha mütevazi bir evi alabileceği değerin tespitinden sonra satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına bu miktarın satış bedelinden ayrılarak borçluya ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
Şikayet dilekçesinde, taşınmazların İİK'nun 82 ve 5393 sayılı Kanun'un 15/son maddeleri kapsamında nitelikleri gereği haczedilmeyecekleri ve taşınmazların kamu hizmetlerine tahsis edildikleri iddiası ile de haczin kaldırılması istenildiğinden, mahkemece, anılan bu şikayetler yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
İcra mahkemesince haczin öğrenilme tarihi araştırılarak bu tarih esas alınıp şikayetin süresinde yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerektiği-
Kural olarak borçlunun tüm mallarının haczinin mümkün olduğu; haczedilmezlik iddiası istisnai bir durum olduğundan bu yöndeki düzenlemelerinde dar yorumlanması gerektiğinden, 5393 sayılı Belediye Kanununun 15/son maddesinin dar yorumlanarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği - Belediyeye ait bir paranın haczedilmezliğinin ancak fiili durumun tesbiti ile saptanabileceği, bu konuda isbat yükünün borçlu belediyeye düştüğü; “haczedilen paraların vergi, resim, harç geliri olduğunu ya da fiilen kamu hizmetinde kullanıldığını” borçlu belediyenin isbat etmesi gerekeceği; Bankada belediyeye ait hesaptaki (havuz hesabındaki) paraların ancak vergi, resim ve harç niteliğinde olmaları veya kamu hizmetinde fiilen kullanılıyor olmaları halinde haczedilemeyeceklerinin düşünülmesi gerekeceği; borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılmasının “haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmesi gerekeceği-
Hüküm içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği ve hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması gerektiği-
Borçlunun meskeniyet şikayetinde bulunduğu taşınmazın tapu kaydına haciz konulduktan sonra, söz konusu taşınmaz üzerinde yapılan kıymet takdiri sırasında borçlunun hazır olup tutanakta imzasının bulunması karşısında, bu suretle haczi öğrendiğinin kabul edileceği, borçluya İİK.'nun 103. maddesine göre davetiye tebliğ edilmiş olmasının, şikayet için yeni bir süre başlatmayacağı- Taşınmazda ayni bir hakkı olmayan borçlunun meskeniyet şikayetinde de bulunamayacağı-
Haczedilen taşınmazın değerinin borçlunun haline münasip ev alabileceği değerden fazla olması halinde şikayetin kısmen kabulü ile taşınmazın borçlunun haline münasip ev alabileceği değerden az olmamak üzere satılmasına, satış bedelinden haline münasip ev alabileceği değerin borçluya, kalanın ise alacaklıya ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-