Meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmaz üzerine yeni bir haciz konmakla bu hacze borçlunun vakıf olma tarihi nazara alındığında artık bu yeni hacze karşı meskeniyet şikayetine ilişkin sürenin yeniden değerlendirilmesinin gerekeceği-
İdare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulünün gerektiği, bu durumda, haciz tarihi olan 11.03.2013 tarihine göre, borçlu İdare'nin haczi kabil malvarlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, borçlunun aynı çatı altında yaşayanlarla birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip evin değerinin aynı çevredeki evlerin değerlerinin esas alınarak tespit edilmesi yerinde olmadığı gibi ayrıca bu değerin tespitinde emlakçı komisyonu, taşınmaz alım satım masrafları gibi değerlerin esas alınmasının da doğru olmadığı, zira bir evin temininde emlakçı komisyonu zorunlu bir masraf olmayıp, taşınmaz alım satım masraflarının da her yıl değişmekte, yıldan yıla farklılık gösterebildiği-
Hazineden köylere hizmet götürme birliklerine yapılacak yardımların haczedilemeyeceği, bu durumda, icra mahkemesince şikayete konu banka hesabının dökümleri getirtilerek, paranın Hazine'den bu mahiyette yapılmış yardımlar olup olmadığı yönünde gerektiğinde bilirkişiden de rapor alınarak, hesaptaki paraların kaynağı ve niteliği tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Yargıtayın ilgili dairesinin temyiz edilen kararı bozması halinde, davayı, kararı vermiş olan mahkemeye veya uygun göreceği diğer bir mahkemeye göndereceği, o mahkemenin, temyiz edenden 434'üncü madde uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar vereceği-
Mahkemece borçlunun ekonomik ve sosyal durumu araştırılmadan, meskeniyet iddiasına konu taşınmazın ve borçlunun haline münasip evin değeri bilirkişilerce tespit edilmeden evin, borçlunun haline münasip evi olduğu kabul edilerek, haczin kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Maden Kanunu'nun 40. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin, haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük sürede yapılması gerektiği-
Maden Kanunu'nun 40. maddesine dayalı haczedilmezlik şikayetinin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük süreden sonra olduğu anlaşıldığından, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
İ.İ.K.nun 82/12. maddesi gereği meskeniyet şikayetinde bulunulabilmesi için, borçlunun adına kayıtlı meskende bizzat oturması şart olmadığı gibi birden çok taşınmazı olması halinde de bunlardan biri hakkında meskeniyet şikayetinde bulunabileceği-
Haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesinin iptal edildiği ve o tarih itibariyle yürürlükte olan 5999 sayılı Kanun'un Geçici 6.maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından, kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğu, bu durumda, haciz tarihindeki uygulamaya göre, borçlu İdare'nin haczi kabil mal varlığı üzerine haciz konulmasının mümkün olduğu-