Borçlunun görev ve sıfatının, kendisinin İİK’nun 82/1-12. maddesinde belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmeyeceği, değerlendirme yapılırken en mütevazi semtlerdeki mesken fiyatlarının esas alınması gerekeceği-
Yurtdışı sigorta mercii tarafından ödenen gelir, aylık ve ödeneklerin haczi için, takibin kesinleşmiş olmasının ve -5580 s. K.'nun değişik 93. maddesinin yürürlük tarihi olan- 28.02.2009 tarihi sonrasında borçlunun haciz tarihinden önce hacze muvafakatinin arandığı- İcra kefilinin kendisi yönünden henüz takip kesinleşmeden maaş haczine muvafakat etmesinin geçersiz olduğu- Davalı olarak gösterilen şirketin davalı sıfatı bulunmadığından bu şirket yönünden davanın sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekeceği, bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipoteklerin, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak yaptığı meskeniyet iddiasının samimi olmadığının göstergesi olarak kabul edileceği-
Taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için, haciz tarihinde "borçlu adına kayıtlı olması"nın zorunlu olduğu- Takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin, mülkiyeti kendisine ait taşınmaza konulan haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile isteme hakkının olduğu- Şikayetin kabulü ya da reddi halinde tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece; ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten önce yapılan hacizlerin hükümsüz kaldığı gerekçesiyle, borçlunun meskeniyet şikayetine konu taşınmaz yönünden haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davacının bankadan kullandığı kredi borcunu sözleşme şartlarına uygun olarak ödemesi gerektiği ve taksitlerin maaşından ödenmesini ihtirazı kayıtsız kabul edip daha sonra dava açıp kesinti bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması olacağı- Tüketicinin haklı bir sebep olmadan sözleşmeyi tek taraflı feshedemeyeceği, ifası yapılmış bedellerin iadesini isteyemeyeceği ve bu şekilde edimin tek taraflı geri istenmesinin de hukuken himaye görmeyeceği- Davacının, davalı bankadan kullandığı muaccel hale gelmiş tüketici kredisi taksitlerinin bloke edilen emekli maaşından alınıp alınamayacağı, emekli maaşına bloke konulup konulmayacağı, ödenen bedellerin geri istenip istenemeyeceğine ilişkin uyuşmazlığın, sözleşmeye bağlılık, ahde vefa ilkesi ve tarafları bağlayan sözleşme hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği-
Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirlerinin haczedilemeyeceği-
Bir aracın, makam aracı olarak kullanılması, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği gibi, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının da gerekmeyeceği, zira belediyelerin görevleri 5393 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde açıklanmış olup, bu görevlerin yerine getirilebilmesi için belediye başkanının makam aracının bulunmasının zorunlu olmadığı, belde sakinlerinin müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olan belediyenin borcu var iken belediye başkanının makam aracı kullanmasının başta Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırılık oluşturabileceği gibi kamu vicdanını da rahatsız edeceği, öte yandan 237 sayılı Taşıt Kanunu'nun 4.maddesinde kimlere makam aracı verileceği düzenlenmiş olup, belediye başkanının anılan yasa uyarınca kendisine makam aracı tahsis edilecekler arasında yer almadığı-
Bir aracın, makam aracı olarak kullanılması, onun fiilen kamu hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmeyeceği gibi, kamu hizmetinin yürütülebilmesi için Belediye başkanının makam aracının bulunmasının da gerekmeyeceği, belde sakinlerinin müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisi olan belediyenin borcu var iken Belediye başkanının makam aracı kullanmasının başta Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırılık oluşturabileceği gibi kamu vicdanını da rahatsız edeceği, öte yandan 237 sayılı Taşıt Kanunu'nun 4. maddesinde kimlere makam aracı verileceği düzenlenmiş olup, Belediye başkanının anılan yasa uyarınca kendisine makam aracı tahsis edilecekler arasında yer almadığı, bütün bu açıklamalar ışığında, Belediye başkanının makam aracının haczedilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı-
Haczedilmezlik şikayetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması gerekli olup kamuya tahsis kararı alınmasının sonuca etkisinin bulunmadığı-