ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapılamayacağı-
Mahkemece taşınmazın orman olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, taşınmazın mera olarak özel sicile kayıtlı olduğu ve mera olarak köye ait olduğu tespiti istendiğine ve taraflar arasında bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığına göre davanın iddia ve savunmalar çercevesinde çözülmesi ve bu nedenle işin esasına girerek meranın hangi köye ait olduğunun tespiti yönünde bir karar verilmesi gerektiği- Hâkimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-
Hakimin talepten fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği- Mutlak butlan sebebi ile açılmış bir dava bulunmadığı halde talepten farklı olarak Türk Medeni Kanununun 145/3. maddesi uyarınca evliliğin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı- Taraflarca temyiz edilmemiş olsa bile, yasaya açık aykırılık bulunması hallerinde hükmün bozulmasının mümkün olduğu-
Islah dilekçesinin verildiği tarih itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 60. maddesinde düzenleme altına alınan 1 yıllık zamanaşımı süresi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 455/1 ve 102. maddeleri uyarınca olayın bağlı olduğu 5 yıllık uzamış ceza zamanaşımı süresi geçmiş olup davalılar tarafından ıslaha karşı süresinde zamanaşımı def'i ileri sürüldüğüne göre; davacılar yönünden ıslah ile arttırılan istemin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemi-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile tedavi gideri istemine ilişkin davada, tarafların sosyal ve ekonomik durumları araştırılarak hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesinin isabetli olacağı- Manevi tazminat hükmü kurulmamış olmasına rağmen davalı sigorta şirketi aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesinin yerinde olmadığı-
Davacının manevi tazminat talebinin eşinin yaralanması nedeni ile olduğu, bu davacının kendi yaralanması olmadığı gibi şahsiyet hakkının tecavüze uğraması durumunun da mevcut olmadığı ve eşinin yaralanmasının mahiyeti itibarı ile her gün bu durumu görerek üzüleceği ölçüde ağır bir bedensel zarardan da bahsedilemeyeceği hususları karşısında eş olan diğer davacı yönünden manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı- Davacılar vekili dava dilekçesinde maddi tazminat talebinin nelere ilişkin olduğu ayrı ayrı belirtmiş olup bu talepler içerisinde davacının geçici ve sürekli iş göremezliğine ilişkin bir tazminat talebi bulunmadığı halde mahkemece talep aşılarak iş göremezlik zararı yönünden tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen müvekkilinin maliki olduğu araca davalının sürücüsü olduğu aracın tam kusurlu olarak çarpması sonucu aldırılan tespit raporuna göre, takdir edilen tazminatın dava tarihinden (HMK'nun 26. maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak)itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesinin yerinde olduğu-