Davacının açmış olduğu itirazın iptali davasında mahkemece taleple bağlılık kuralını ihlal edecek mahiyette ve infazda tereddüt yaratacak şekilde alacak hükmü oluşturulmak suretiyle karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava konusu parsel üzerinde davacı tarafından yapılan yapı bulunduğu fakat davacı tarafından yapılan köprünün kapsadığı alanın DSİ kanalı üzerinde olduğu, taşınmaz sınırı içinde kalmadığı tespit edildiğinden anılan parsel dışında bilirkişi raporunda gösterilen, DSİ kanalı içinde kalan köprü hakkında da hüküm kurulmasının yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, borçlu vekilinin İYUK 28/2. maddesindeki usule riayet edilmeden başlatılan icra takibinin iptali talebi hakkında karar verilmek gerekirken, şikayet konusu olmayan haczedilmezlik hususunda yapılan değerlendirme ile sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
Davacının dava dilekçesinde, davalının Oyak'taki birikimlerine yönelik talebi bulunduğu; davacının bu talebinin esasına yönelik olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı iş yerinin hangi tarihler arasında kanun kapsamında olduğunu davalı Kurumdan sormak, davalı işverenin hangi tarihlerde vergi mükellefiyetinin bulunduğunu araştırmak, davacının murisinin sürücü belgesinin bulunup bulunmadığını, sürücü belgesi varsa hangi tarihte verildiğini belirlemek, davalı işveren adına kayıtlı araç bulunup bulunmadığını araştırmak, davalı Kurumdan ihtilaflı döneme ilişkin dönem bordrolarının tamamının araştırılıp gönderilmesini istemek, bordrolarda kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, ... ... Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra tarafların talepleri ile bağlı olunduğunu, talebin aşılamayacağını da göz önünde bulundurarak sonucuna göre karar vermek gerektiği-
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile asıl alacak üzerinden 25.05.2012 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istediği, bu durumda 25.05.2012 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerekirken hukuki olmayan gerekçe ile ve davacının talebi olmadığı gözardı edilerek yazılı şekilde, avans faizinin % 100 fazlasına şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İcra Müdürlüğü'nce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine, borçlunun çalıştığı kurumca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği- Bu sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek uyuşmazlığın çözümlenmesinin hatalı olduğu- Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlü olduğundan, mahkemece, davanın muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği-
Tarafların her ikisinin de çalışması, davacı kadının düzenli ve sürekli gelirinin bulunması, mali durumlarının ve güçlerinin yaklaşık aynı seviyede olması karşısında, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekeceği (TMK. mad. 175)- Davacının dava dilekçesinde belirtmediği (ve usulüne uygun olarak ıslah ile talep etmediği) ziynetleri de kapsayacak şekilde karar verilemeyeceği-