Mahkemece davacının sadece ecrimisil talebine ilişkin gerekçeli bir karar verilmiş ise de; elatmanın önlenmesi ve alacak talebi yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmakla, elatmanın önlenmesi ve alacak talebine yönelik talep hakkında karar verilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Dosya içeriği ve toplanan delillerden, hükmedilmesi istenen ecrimisil miktarı ve alacak miktarı belli olduğu ve sadece ecrimisil ve alacak yönünden harç yatırıldığı, elatmanın önlenmesi talep edilen taşınmazın değeri belirlenmeden ve harç yatırılmadan karar verildiği anlaşıldığından,, öncelikle taşınmazın keşfen saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın tamamlanması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği- Davaya konu ...... parsel sayılı taşınmaz yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesi aranacak ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiasının, her türlü delille kanıtlanabileceği, intifadan menin, dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği, somut olayda, mahkemece, davaya konu ...... parsel sayılı tarla niteliğindeki taşınmaz yönünden intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmadan işin esasa bakımından karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece yapılacak işin, ziraat mühendisi sıfatını haiz üç kişiden oluşan bilirkişi heyeti aracılığıyla mahallinde yeniden uygulama yapılarak ecrimisil hesabı yönünden denetime imkan verecek ve önceden düzenlenen bilirkişi raporları arasındaki çelişkileri giderecek şekilde, Dairemizin ilke ve uygulamalarına göre rapor alınması, tüm deliller değerlendirilerek, sonucuna göre kabul sebebini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasanın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nin 297. ve 27. maddeleri de gözetilerek, gerekçelerinin açıkça kaleme alındığı, anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olması gerekeceği-
Nüfusta kaydı olmayan kişinin nüfusa tescili, nüfus kaydında düzeltme, tespit, noter tarafından düzenlenen mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin olup; temyiz incelemesine konu uyuşmazlık, yerel yazımdan önce ölmesi nedeni ile nüfusta kaydı bulunmayan kişinin tescili, nüfus kaydında düzeltme ve tespit istemi-
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hükmün yeni bir hüküm olduğu ve hükmün bir bütün olduğu, mahkemece, davacı ...'ün açtığı asıl davada tapu iptali ve tescile ilişkin kurulan hükmün kesinleşmiş olması sebebiyle yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek söz konusu talep açısından Dairemizin bozma ilamından sonra hüküm tekrarı ile yeniden bir hüküm kurulmamasının doğru olmadığı, bu durumun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297. maddesine aykırı olduğu- Davacı tarafından tapu iptali ve tescil istendiği, tazminat istenmediği halde yazılı şekilde hüküm tesisinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu-
Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan fen bilirkişi raporunda, davalılar tarafından 165 ada 28 mera parselinin F, G, H ile gösterilen kısımlarına el attıkları tespit edilmiş olmasına rağmen hüküm kısmında 164 ada 2 parsel sayılı merada F, G, H ile gösterilen kısımlara elatmanın önlenmesine karar verilmesinin doğru olmadığı- Davacı Hazinenin dava dilekçesinde tespit edilecek zararın tahsilini talep ettiği, bu zararın sadece uzman bilirkişi tarafından belirlenecek meranın eski hale getirilmesi için gereken bedel olduğu, mahkemece, talep olmadan İcra İflas Kanunu'nun 30. maddesi hükmü göz ardı edilerek davalılardan ayrıca muhdesatların yıkım bedellerinin de tahsiline dair hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece "davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ettiği görülmekle davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmaz" gerekçesiyle bozma sonrası davacı için raporda hesaplanan miktar kadar destekten yoksun kalma tazminatına hükmedildiği, ancak davacı vekilinin davacı için ıslah dilekçesiyle talebi daha az miktar olmasına karşın taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak fazlaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, hüküm altına alınan taşınmazda davacı murisin kızının payı bulunmadığı gibi dava konusu bir başka taşınmazlarda davacı murisinin kızının hissesi üzerinde "1062 sayılı Kanun gereğince Hazinece el konulmuştur Verdi hissesine" şerhinin bulunmamasına rağmen bu parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemenin maddi tazminat yönünden hükmettiği miktarlara hangi gerekçeyle nasıl ulaştığının hükmün gerekçesinde açıkça belirtilip tartışılması gerektiğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı- Mahkemece; yeni bir aktüer hesap bilirkişisinden rapor alınarak öncelikle davacıların yoksun kalınan tam zararlarının hesaplanması, yapılan hesaplamadan sonra tam zararlarının poliçe limiti aşması nedeniyle KTK'nun 96. maddesine göre garame hesabı yapılması, SGK’ya yazı yazılarak dava konusu olay nedeniyle, iş kazası yönünden herhangi bir inceleme yapılıp yapılmadığı, olayın iş kazası olarak kabul edilmiş olması halinde murisin vefatı nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı yönünden araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre temyiz eden davalı yönünden sorumlu olunan tazminat miktarının belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece talep edilen miktardan daha fazla miktarda cenaze ve defin giderine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
İhale konusu aracın takyidat bilgisinde birden çok haciz bulunduğundan ve satış bedeli bütün alacaklıların alacağının karşılanmasına yetmediğinden İİK’nın 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının zorunlu olduğu- Takip alacaklısının yediemin alacağının mı yoksa motorlu taşıtlar vergisinin mi öncelikle ödenmesi gereken bir alacak olduğu hususları ise sıra cetveli yapılmasından sonra tartışılabilecek hususlar olduğu-O hâlde üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu İİK’nın 16. maddesi kapsamında şikâyet olup, mahkemece İİK’nın 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca icra müdürlüğünce İİK’nın 140. maddesine göre sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerekirken, HMK’nın 26. maddesine aykırı şekilde talep aşılarak ve ayrıca yukarıda belirtilen ilke ve kurallara uygun şekilde sıra cetveli düzenlenmeden şikâyetçinin alacağının öncelikle ödenmesine karar verilmesinin yerinde olmadığı-
Dava konusu kıdem ve ihbar tazminatları ile asgari geçim indirimi ve yıllık izin ücreti alacaklarının belirsiz alacak olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre davacının belirsiz alacak davası olarak eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı- Fazla çalışma ücreti alacağının, davacının haftanın altı günü ve günde sekiz saat, pazar günü ise beş saat çalıştığı kabul edilerek haftada sekiz saat olarak belirlenen fazla çalışma süresi üzerinden mi yahut haftanın altı günü ve günde sekiz saat çalıştığı kabul edilerek haftada üç saat olarak belirlenen fazla çalışma süresi üzerinden mi hesaplanması gerektiği-
İflas erteleme davası kapsamında alınan 4/02/2016 tarihli tedbir ara kararı ile borçlu hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine karar verildiği, tedbir devam ederken alacaklı tarafından 11.02.2019 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, alacaklının talebi üzerine borçluya ait taşınmazlara haciz konulması için 25.02.2019 tarihinde ve borçlunun davacı olduğu dava dosyasındaki gider avansına haciz konulması için 11.04.2019 tarihinde haciz müzekkereleri yazıldığı, borçlunun mahkemeye başvurusu yedi adet taşınmazdaki haczin kaldırılmasına ilişkin olduğu- Şikayetin kabulü ile yedi adet taşınmazdaki haczin kaldırılmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken talep aşılarak yazılı şekilde hüküm tesisi ve alacaklının buna yönelik istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmesinin isabetsiz olduğu-