Bozma ilamında açıklandığı üzere davacı tarafından dava dilekçesinde duvara ilişkin bir talep olmadığından ve mahkemece taleple bağlı kalınarak karar verilmesi gerektiğinden duvar yönünden elatmanın önlenmesi ve kal kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı- Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde bozmaya uyulmuş ve bu doğrultuda hükmün 1. fıkrasında duvar yönünden bir karar verilmemişse de maddi hataya düşülerek kararın gerekçe kısmının son paragrafında “duvarın davalı tarafından kaldırılmasına” ibaresine yer verilmiş olmasının doğru olmadığı- Mahkemece bozma ilamına uyularak duvar yönünden hükmün 1. fıkrasında duvara ilişkin bir karar bulunmadığı halde hükmün 3. fıkrasında “duvarın kaldırılmasına” ibaresinin bulunması yanı sıra müdahalenin sonlandırılması ve kal için de davalıya süre verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece; öncelikle çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişiler eşliğinde yapılacak keşifte taşınmazın kadimden beri ne şekilde kullanıldığının, tarım arazisi olarak kullanıldığı beyan edildiği takdirde davacıların taşınmazı edinim şeklinin araştırılması, satın alma ile yolu ile edinilmiş ise satın aldıkları önceki maliklerin zilyetliğine de dayanacakları için kaç yıldan beri taşınmazın tarım arazisi vasfı ile kullanıldığının belirlenmesi gerekeceği, bunun yanı sıra çevre parsellerin dayanak kayıtları, Toprak Komisyonun ve Mera Komisyonun mera çalışmalarına dair tahsis kayıt ve krokileri, 1971 ve öncesi tarihlere ait hava fotoğrafları ve memleket haritaları getirtilip uzman bilirkişilere zeminde uygulatılması, taşınmazın niteliğinin kesin olarak saptanması, keşfi izlemeye uygun fen bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- HMK 26. maddesi gereğince, davacılar dava dilekçesinde 10'ar dönüm yerin tescilini talep etmiş olmasına rağmen talep aşılarak karar verilmesinin doğru olmadığı-
Somut olayda, miras bırakanın davacıyı vasiyetname düzenlemek suretiyle mirasından ıskat ettiği ve malvarlığının önemli bir kısmını davalılara temlik ettiği, adına kayıtlı başka taşınmaz kalmadığı açık olup, dinlenen tanık beyanları ile anılan bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, temlikin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yapıldığı- Asıl dava yönünden, davacı dava ve beyan dilekçelerinde, temyize cevap dilekçesinde açıkça talebinin saklı pay oranında iptal-tescil olduğunu belirtmiş olup, HMK’nun 26. maddesi gözetilmeksizin, talep aşılarak tapu kayıtlarının miras payı oranında iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı- Birleştirilen dava yönünden ise; davacı mirastan ıskatın iptalini talep etmiş olup, HMK’nın 297/2 maddesi uyarınca olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmasının da doğru olmadığı-
Eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı taşeronun sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirmediği için sözleşmeyi feshettiklerinden bahisle iş bedeli olarak verilen dairelerin tapusunun iptali ve adlarına tescilini talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile sözleşmelerin geriye etkili feshi ve davalılar N. Toktaş ile Ummuhan Toktaş adına kayıtlı olan bağımsız bölümlere-
Davacının 5 yıllık ecrimisil talep ettiği, mahkemece de gerekçe kısmında 5 yıllık ecrimisile hükmedildiği belirtilmesine rağmen, kurulan hükümde 4 yıllık miktar olan ................. TL’ye hükmedilmesinin, davacının faiz talebi olmasına rağmen buna ilişkin bir karar verilmemesinin, yine davacının elatmaya ilişkin bir talebi olmamasına rağmen bununla ilgili hüküm kurulmasının doğru olmadığı- Harcın, kabul edilen tutar üzerinden davalıdan tahsil edileceği, mahkemece, davacıdan da harç tahsili yapılması hatalı olduğu gibi peşin harçtan artan kısmın da davacıya iadesine karar verilmemesinin yanlış olduğu- Hükümde yargılama giderleri ile ilgili kabul ve ret oranına göre belirleme yapılmışsa da; hakkında feragat nedeniyle ret kararı verilen davalılardan yargılama gideri ve vekalet ücreti tahsil edilmesinin isabetli olmadığı, yapılan masrafların kabul ve ret oranına göre davalı ...’e yükletilmesi, yine davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin de davalı ...’den alınmasına karar verilmesi gerekeceği-
Davacılar vekilinin asıl dosya dava dilekçesinde ecrimisil, taşınmazın tahrip edilmesi nedeniyle tazminat ve kesilen ağaç bedellerinin tahsiline karar verilmesini talep ettiği, asıl ve birleşen dosyada da ........ ada ......parsel yönünden talepte bulunmadıkları, mahkemece davacıların talepleri aşılarak; asıl dosyada her bir davacı için ayrı ayrı ......TL eski hale getirme bedelinin tahsiline karar verildiği, hem asıl dosya hem de birleşen dosyada ......ada .......parsel yönünden de değerlendirme yapılan bilirkişi raporlarının hükme esas alındığı, mahkemece taleple bağlılık kuralı gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken zuhul ile talepten fazlasına hükmedilmesinin doğru olmadığı- Birleşen dosya dava dilekçesinde tazminat adı altında birden fazla talep yer almakta olup birden fazla da davacının olduğu, ancak mahkemece ....... TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine denmekle hangi taleplerin kabul hangi taleplerin reddedildiği belirtilmediği gibi hangi davacı yönünden ne kadar tazminata karar verildiğinin de belirtilmediği, bu hususlar gözetilmeden infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm oluşturulmasının doğru olmadığı-
Mahallinde yapılan keşifte dava konusu taşınmazın tahsis tarihinden beri davacı tarafından kullanıldığı tespit edilmiş olup tahsis işleminin de geçerliliğini koruduğu anlaşılmakla davacıya tahsis edilen yer hakkında tescil hükmü kurulması gerekirken taşınmazın tamamının mülkiyetinin davacıya naklini sağlayacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, öncelikle 36 No'lu Toprak Komisyonu kararına dayalı olarak hazırlanan harita veya krokinin araştırılması, bu krokiye istinaden kura sonucu davacıya tahsis edilen yerin saptanması, bu yerin ana taşınmazdan ifrazının mümkün olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekirken talebi aşan bir şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece; davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği miktar yakıt bedeli üzerinden hesaplama yapılmasına ilişkin talebi ile bağlı kalınarak ............TL.nin tahsiline ilişkin karar verilmesi gerekirken, talep aşılarak bilirkişi raporunda belirtilen miktar üzerinden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle, dosyada mevcut tüm bilgi ve belgelerle idare kayıtları da gözetilerek davacı yüklenicinin haketmiş olduğu iş bedeli nakil, sürütme, prim ve kalemleri her biri ayrı ayrı belirlenip değerlendirilerek saptanması, saptanan bu bedelden davalı tarafından yapıldığı ispatlanabilen ödemelerin mahsubuyla varsa bakiyenin belirlenip 6100 sayılı HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen taleple bağlılık ilkesi gözden uzak tutulmadan ve ayrıca .......... TL KDV yönünden karar temyiz edilmediğinden bu miktar hesaplanan bedele eklenmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinde alacaklı tarafından tazminatın yanı sıra ticari faize hükmedilmesi de talep edildiği halde, alacaklının bu istemi konusunda taleple bağlılık ilkesi gereği, mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin doğru olmadığı- Mahkemece nispi harca tabi olan tazminat davası için birinci haciz ihbarnamesinde belirtilen borç miktarı üzerinden hesaplanacak nispi harcın hesaplanılarak, bakiye harcın ilgili tarafa iadesine karar verilmesi gerekeceği-