Davacı borçlunun maaşı üzerinde ilk sırada bulunan haciz alacaklısının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürdüğü davanın genel muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğu ve husumetin borçlu ile birlikte, mecburi dava arkadaşı olan, alacağının muvazaalı olduğu ileri sürülen alacaklıya karşı yöneltilmesi gerektiğinin kabulü gerektiği- Aleyhine muvazaa iddiasında bulunulan eski eşe husumet yöneltilmemiş olmasının kabul edilebilir yanılgı olduğu (HMK. 124/4)- Mahkemece "sıra cetveline itiraz davasında takip borçlusunun davalı sıfatı olmadığından bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine" karar verilmesinin hatalı olduğu-
Her ne kadar mahkeme gerekçesinde; davacının hem 3. kişilere ödenen kira bedelini hem de davalının ekipmanları kullandığı süre boyunca işleyen kira bedelinin tahsilinin talep edildiği belirtilse de dava dilekçesi, ıslah dilekçesi ve dosya kapsamındaki beyan dilekçelerinden davacının, davalının ekipmanları kullandığı süre boyunca işleyen kira bedelini içerir bir talebi olmadığı gibi dava dilekçesinde talep edilen ekipmanların davalı tarafından kullanılmasından kaynaklı sebepsiz zenginleşme nedeni ile uğranılan maddi zararın tazmini taleplerinden de feragat edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda mahkemece talep edilmeyen haksız kullanım bedeline hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Geçici iş göremezlik ve sürekli iş göremezlik zararları ayrı tazminat kalemlerini içermekte olup, dava dilekçesinin içeriğine göre; davacının talebi maluliyet nedeniyle sürekli iş göremezlik zararının tahsili isteminden ibaret olup, davacının geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin bir talebi ve harcı yatırılmış bir davası olmadığı; buna göre davacı vekilince geçici iş göremezlik tazminatı talep edilmediği halde yazılı şekilde talepten fazlasına hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınan, ıslah suretiyle de artırılmayan, davacının hidrofor odasına ilişkin talebinden daha fazla, yine perde duvarındaki hatalı imalat ve çatlağa ilişkin talebinden daha fazla miktara hükmedilmesi hatalı olup, bu durumun bozmayı gerektirdiği-
Elektrik abonelerinden tahsil edilen kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve dağıtım bedeli ile tüm bedeller üzerinden alınan KDV'nin istirdadı istemi-
Davacı-karşı davalı erkeğe yüklenen tehdit, eşine çalışmasını söyleme, kadının tarla işlerinde çalıştırılması ve erkeğin ailesi tarafından baskı altında tutulması vakıalarını ispata yarar tanık ifadelerinin duyuma dayalı olduğunun anlaşılmasına göre erkeğin yine de evlilik birliğini sonlandıran olaylarda tamamen kusurlu olduğu- Mahkemece yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde talepten fazla olarak; 3 adet bilezik ve iki adet küpenin aynen iadesine yahut bedelinin ödenmesine hükmedildiği, davalı-karşı davacı kadının ziynet alacağı talebi yönünden davalı-karşı davacı kadının talebinin aşılarak hüküm verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece davacı şirketin talebinden daha fazla akdi faiz miktarına hükmedildiğinin, İİK'nın 158/2 maddesi uyarınca gönderilen depo emrinin de bu aşılmış talebe göre hazırlandığının dosya kapsamından anlaşıldığı, bu durumda usulüne uygun düzenlenmeyen depo kararına dayanılarak iflas kararı verilemeyeceğinden mahkemece, yeni bir rapor veya ek rapor alınarak tespit edilecek borç ve fer’ilerini içeren depo kararının, davalı şirkete Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygun tebliği neticesinde oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerekeceği-
Şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemine ilişkin olan dava da dava konusu taşınmazda davalının hissesi kalmadığından davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; davacıların ikinci kademedeki tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği-
Taraflarca hazırlama ilkesinin, davanın ve savunmanın dayanağı olan vakıaların ve bunların delillerinin taraflarca mahkemeye bildirilmesi demek olduğu- Hâkimin, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemeyeceği ve onları hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamayacağı-Dava konusu olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak; dava konusu taşınmaza ait tapu kaydı, kroki, keşif, bilirkişi incelemesi, tanık deliline dayanmışsa da açıkça dava konusu taşınmazın su ve elektrik aboneliğine dayanmadığı halde, -taraflarca getirilme ilkesine aykırı olarak- mahkemece re’sen İSKİ, İGDAŞ ve BEDAŞ’a ayrı ayrı müzekkere yazılarak, dava konusu taşınmaza ait abonelik kayıtlarının kimin üzerine olduğunun bildirilmesi istenerek, bu delile göre yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının ücret alacağına yönelik ilk olarak İş Mahkemesi'nde açtığı davanın görevsizlik sebebiyle bozulduğu, görevli mahkemede eser sözleşmesi olarak nitelendirilen davada davacının alacağını daha az bir miktar olarak talep ettiği, bunun üzerine mahkemece ilk açılan davada talep edilen daha yüksek miktara göre kısmen kabul kararı verilmesinin HMK 26.maddesinde yer alan taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu-