9. HD. 28.06.2022 T. E: 3725 , K: 8385
9. HD. 28.06.2022 T. E: 6774 , K: 8371
Davacı tarafın ıslah dilekçesinin davalı sigorta şirketine tebliğ edilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma hakları ile hukuki dinlenilme haklarını kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı- Dava dilekçesinde davalı sigorta şirketinden talep edilmeyen araç değer kaybı zararının, ıslah dilekçesiyle bu davalıdan talep edilmesinin mümkün olmadığı; bu yöndeki kararın, dava dilekçesindeki talebin aşılması mahiyetinde ve ıslah müessesine ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olacağı gözetilerek, davacının davalı sigorta şirketine yönelik araç değer kaybı zararına ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, davalı sigorta şirketinin araç değer kaybı bedelinden sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
İtiraz Hakem Heyetince davacının %25 maluliyet oranıyla kendisini bağladığı dikkate alınarak, sürekli maluliyet zararının %25 oranı üzerinden (karar sadece davalı vekilince temyiz edildiğinden, önceki karara esas alınan 28/03/2018 tarihli aktüer raporundaki diğer veriler aynı kalmak ve işlemiş/işleyecek devre hesabında 2018 yılının esas alınması suretiyle) hesap yapılması için aynı bilirkişiden ek rapor alınarak temyiz eden davalı lehine usuli kazanılmış haklar ve talepten fazlaya hükmedilemeyeceği kuralı da gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekeceği- 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik'in 16. maddesinin (13) numaralı fıkrasının uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 13. maddesi ve AAÜT'nin 17. maddesi gereğince, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5’i tutarında (maktu vekalet ücretinin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden fazla vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı-
İtirazın iptali davalarında takibe sıkı sıkıya bağlılık dava şartı niteliğinde olup itirazın iptali konusunda hüküm kurulurken takip talebinde yer alan talepler tek tek değerlendirilerek ve ayrı ayrı belirtilip, kabul edilen miktarın ne kadarı asıl alacak, ne kadarı faiz, ne kadarı BSMV olduğu belirtilip asıl alacak üzerinden faiz işletilmek suretiyle takibin devamına karar verilmesi gerekirken; toplam bir miktar üzerinden ve bileşik faize de yol açacak şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Mahkemece asıl alacak tutarı yönünden davacıdan açıklama istenmiş olup yapılan açıklama üzerine HMK’nın 26. maddesine aykırı olarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının bulunup bulunmadığı hususundadır...
İstinaf Mahkemesince, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın kaldırılarak yeniden karar verilmesi halinde, ilgili taraf lehine istinaf karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri esas alınmak suretiyle vekalet ücreti tayini gerekmekte olup, yerel mahkeme karar tarihinde geçerli AAÜT nazara alınarak vekalet ücreti belirlenmesinin doğru olmadığı, ancak bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Eldeki davada; işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için İtiraz Hakem Heyetince alınan hesap raporunda, TRH 2010 yaşam tablosu esas alınarak yapılan hesap doğrultusunda davacının sürekli iş göremezlik zararına hükmedilmesi gerekirken diğer seçenek olan PMF yaşam tablosuna göre yazılı biçimde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Mahkemece, davacılar vekili tarafından sunulan ıslah ve beyan dilekçeleri ile taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak; davacı yönünden .............. tarihli ek bilirkişi raporunda belirlenen miktar kadar destek tazminatına hükmedilmesi gerekirken hatalı gerekçeyle ıslah edilen miktara hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı-
Dava dilekçesindeki beyanın davacı tarafı bağlayacağı gözetilmeden bilirkişi raporunda hesaplanan, dava dilekçesinde belirtilen miktarı aşan miktarın hüküm altına alınması talep aşımı niteliğinde olup kararın bu sebeple bozulması gerekeceği-