Ceza mahkemesince verilecek mahkumiyet kararı ve ceza mahkemesinde kabul edilen maddi vakıalar hukuk mahkemesini bağlayacağından, açılmış bir ceza davası var ise ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği gözetilerek, bu ceza davası sonucunun HMK. mad.165 de gözetilerek bekletici mesele yapılarak hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerektiği-
Ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı-
Ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı; mahkemece, dosyanın aralarında uzman ziraat mühendisinin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii ile, davacının sorumlu olacağı kaçak elektrik bedelinin tespiti ile bir karar verilmesi gerektiği-
Ceza mahkemesince verilen beraat hükmünün görülmekte olan davada mahkemeyi bağladığından ve ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararının görülmekte olan dava yönünden de kesin hüküm oluşturacağından söz edilemeyeceği- Mahkemece; mahallinde keşif icrası suretiyle; öncelikle zabıt mümzi tanıkların beyanlarının alınarak suç tarihinde kaçak tespit tutanağında belirtilen trafonunun yer tespitinin ve fiili kullanıcısının belirlenmesi; kaçak tespit tutanağında bahsi geçen trafonun tutanak tarihinde davacının kullanımında olduğunun tespiti halinde; dosyanın konusunda uzman bilirkişiye tevdiyle bilirkişiden davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak tahakkuk bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 s. EPDK kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlı olduğundan, ceza mahkemesinde açılan söz konusu kamu davasının sonucunun, eldeki davayı etkileyecek nitelikte olduğu ve söz konusu ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiği-
K.li evrak iptali, menfi tespit ve istirdat davasında, davalı hakkında açılan ceza davasının Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin kararı ile zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği, Ceza Mahkemesince verilen ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması kararının hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar olmadığı, ispat külfetinin davacılarda olduğu; davacıların asıl ve birleşen davada ileri sürdükleri itirazları usulüne uygun deliller ile kanıtlamakla yükümlü oldukları-
Kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkin davada, TBK 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin beraat kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de maddi olgu tespiti ve mahkumiyet kararlarnın bağlayıcı olduğu, bu nedenle ceza davasının sonucunun önem arz ettiğinden mahkemece, ceza dosyasının kesinleşmesi beklenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ceza hâkiminin tespit ettiği maddî olaylarla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusu ile hukuk hâkiminin tamamen bağlı olacağı, maddî olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararının, taraflar yönünden kesin delil niteliği taşıyacağı- Davalının, dava konusu eylemi gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, davacının tedaviler sırasında ve sonrasında çektiği acı, elem ve ızdırap dikkate alınmak suretiyle, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun manevi tazminat takdiri gerektiği-
Bononun ihdas nedeni hanesinde "malen" kaydı bulunmakta olup, bu bono karşılığında mal teslim alınmayıp senedin teminat senedi olduğu yolundaki iddiasını yazılı delille kanıtlayamayan davacının menfi tespit davasının reddi gerektiği- Faturalara dayalı menfi tespit davasında ise, faturalar kapsamındaki malların davacıya teslim edildiğini davalı-alacaklının usulen kanıtlaması gerektiği- İrsaliyeli faturalarda teslim alan isim ve imzası bulunmadığından ve davacı dava konusu faturalar kapsamındaki malları teslim almadığını ileri sürdüğünden, davalının davacıya mal teslim ettiğini ve bundan dolayı alacaklı olduğunu yazılı delillerle kanıtlaması gerektiği- Davacının defter sunmaması ve ceza soruşturması sırasında polis memuru huzurunda dinlenen şahsın beyanları mal tesliminin kanıtı olarak değerlendirilmesinin isabetsiz olduğu- Davalı taraf münhasıran davacı defterlerine dayanmadığından, davacının defter sunmamasının tek başına mal teslimini kanıtlamaya yol açmayacağı-Kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığından, kişinin ceza soruşturması sırasındaki ifadesi de mal teslimini kanıtlamaya yeterli ve elverişli bir beyan olarak kabul edilemeyeceği-
Menfi tespit davasında ispat külfetinin davacıda olup, davacının senede karşı ileri sürdüğü iddiaları HMK. mad. 201 uyarınca yazılı delille kanıtlaması gerektiği- Mahkemece davalının savcılıktaki ifadesinde senet metnini talil ettiği belirtilmekte ise de davalının bu ifadesinde davacıya borç para verildiğinden söz edilmiş olup senedin “nakden” düzenlenmiş olması karşısında somut olayda talil bulunmadığının kabulü gerektiği- Kambiyo senedinin ticari defterlere kaydedilmemiş olmasının senedi hükümden düşürmeyeceği- Ceza mahkemesince hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde karar tesis edilmiş olup bu şekildeki ceza mahkemesi kararlarının, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 53. maddesi kapsamında hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar olarak kabul edilemeyeceği-
