Müşterek çocukların velayetinin anne veya babaya verilmesi durumunda,engel yoksa diğer tarafla müşterek çocuk arasında uygun bir kişisel ilişki kurulması gerektiği-
Kadının, yalnızken geceleyin bir başka erkeği ortak konuta almasının, zinanın varlığına delalet edeceği ve bu bakımdan zina kanıtlanmış olduğundan, tarafların TMK. mad. 166/1 uyarınca değil, “zina” (TMK. mad. 161) sebebiyle boşanmalarına karar verilmesi gerektiği- Annenin kişisel ilişkiyi sürekli olarak engellediği, bu yönde yapılan icra takibine karşın, babanın altı yaşındaki çocuğunu göremediği anlaşıldığından ve baba yanında kalmasının, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller de bulunmadığından, velayetin babaya bırakılması gerektiği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ortak çocukların yaşları, eğitim durumları, ihtiyaçları, davalı babanın genç, sağlıklı, çalışabilecek durumda oluşu, davalının çocukların bakım ve eğitim masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunduğu gözetildiğinde takdir edilen nafaka miktarının az olduğu-
Velayet hakları davalı anneye verilen müşterek çocuklar ile davacı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatlerinin gösterilmemesi infazda tereddüt yaratacağından hükmün bu nedenle bozulması gerekeceği-
Velayeti babasında olan çocukların sosyal inceleme raporunda cinsel tacizden dolayı çocuk yuvasına teslim edilmesi ve koruma altına alınması durumunda velayetin anneye verilmesi gerektiği-
Çalışmayan, herhangi bir geliri ve malvarlığı olmayan davalı adına iştirak nafakasına hükmedilemeyeceği, Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmasının, mali gücü varsa söz konusu olacağı-
Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda koca, eşine göre ağır kusurlu kabul edilmiş, (kadın)'ın çalışmadığı ve herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı saptanmışsa, (kadın) yararına Türk Medeni Kanununun 175. maddesi gereğince diğer tarafın mali gücü oranında uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerektiği-
Boşanma davası içinde vaki ve boşanmanın fer'i (eki) niteliğinde olan Türk Medeni Kanununun 174. maddesinde yazılı maddi ve manevi tazminat istekleri ile 182. maddesinde yer alan iştirak nafakası isteklerinin harca tabii olmayacağı-
Çocuklarıyla düzenli kişisel ilişkiyi elde etmek ve sürdürmek ana ve/veya baba için hak olduğundan, bu ilişkinin, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabileceği veya engel olunabileceği-
Nafaka miktarının belirlenmesinde esas alınması gereken ister bakım ve barındırma, isterse kreş, okul, eğitim ve gelişme giderlerinin aşırılığa kaçmada doğru, makul ve gerçekçi sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi toplumun ve çevrenin genel yaşam gelişim ve eğitim çizgisinin gözden uzak tutulmaması ve nihayet velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerektiği-