Boşanma davasında müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasının nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve hakkaniyet ilkesine göre belirlenmesi gerektiği-
Kişisel ilişki düzenlemesi yapılırken; bayram günleri ve Temmuz ayında kurulan kişisel ilişkinin, çocukların bir arada olamayacağı şeklinde düzenlenmesinin ve çocukların da birbirlerini görebilecekleri şekilde bir düzenleme yapılmasına dikkat edilmemesinin isabetsiz olduğu-
Nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakasının TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmasının ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan dengenin korunmasının gerekeceği-
Tarafların gelir durumları, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve genel ihtiyaçları doğrultusunda, anlaşmalı boşanma davasında protokol ile belirlenen iştirak nafakasının indirilmesinin hakkaniyete uygun bulunmadığı-
Ayın belli haftalarında kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuklar lehine iştirak nafakasına hükmedileceği-
Kişisel ilişki dönemleri yanında, müşterek çocuk ile baba arasında, babalık duygularını tatmin edecek yeterlilikte, dini ve milli bayramlar ile çocuğun yarıyıl ve yaz tatili dönemlerinin bir bölümünü de kapsayacak şekilde daha uygun süreli kişisel ilişki tesisinin gerekeceği-
Boşanmanın fer'i (eki) olan tazminatların boşanma davası içinde istenmesi halinde tazminatlar yönünden ayrıca vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, boşanma davasının kabul edilip edilmemesine göre vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumunun da gözetileceği ve nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Boşanma davasında iştirak nafakasına hükmedilebilmesi için, taraflar arasında yapılan anlaşmaya uygun hüküm tesis edilmesi gerekeceği-