Türk Medeni Kanununun 182/2. maddesi uyarınca kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulacak olup; çocuğun huzurunun tehlikeye girmesi, ana ve babanın yükümlülüklerine aykırı davranmaları, çocuk ile ciddi olarak ilgilenmemeleri ya da önemli sebeplerin varlığı halinde kişisel ilişki kurma hakkının reddedilmesi veya kendilerinden alınmasının mümkün olduğu-
Velayet kendisine verilmeyen baba ile çocuk arasında, babanın çok sık ve masraflı yolculuk yapmaya zorlanması sonucunu doğuracak ve kişisel ilişkiyi fiilen imkansız kılacak şekilde sık ve kısa süreli kişisel ilişki yerine; tarafların durumuna uygun, babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğu da fiziksel ve ruhsal yönden örselemeyecek şekilde daha ağırlıklı ve yeterli sürelerle kişisel ilişki kurulmasının gerekeceği-
Kişisel ilişki konusunda son oturumda tefhim edilen kararla, sonradan yazılan gerekçeli karar arasında uyumsuzluk yaratılmış olup; tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekeceği; yanlışlığın ancak temyiz/ kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebileceği-
Müşterek çocukların velayetleri davacıya bırakıldığından, bu çocuklar için davacı yararına iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekeceği-
Çocuğun ergin olduğu tarihte iştirak nafakasının kendiliğinden kalkacağı-
İştirak nafakası alacaklısının velayet hakkı kendisine verilen eş olduğu annenin takip yapma sıfatına ilişkin şikayetin reddi ile diğer itirazların incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocuğun yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenlemenin tercih edilmesi gerekeceği-
Davacının diğer tarafa çocuk için iştirak nafakası ödemekle yükümlü tutulabilmesinin, yoksulluk nafakası isteği hakkında karar verilmesine bağlı olduğu-
Nüfus siciline kaydedilmeyen çocuğun sicile tescili için gerekli işlemlerin yapılması amacıyla taraflara süre verilerek tescilinin sağlanması ve sonra çocuğun velayetinin düzenlenmesi gerekeceği-
Çocukla ebeveyn arasındaki kişisel ilişki tesisi velayet hakkı kapsamında olduğundan Hukuk Muhakemeleri Kanunun 382/1. maddesindeki ölçütler gereğince bir çekişmesiz yargı işi olup, çekişmesiz yargı işlerinde niteliğine uygun düştüğü ölçüde basit yargılama usulü uygulanması gerekeceği-