Velayet düzenlenirken haklı sebepler bulunmadıkça kardeşlerin birbirlerinden ayrılmaması gerektiği -
Manevi tazminat bölünemeyeceğinden fazlaya ilişkin hak saklı tutulmuş olsa bile artırılmasının mümkün olmayacağı- Faiz talebi bulunmadığı halde, talep dışına çıkılarak hüküm altına alınan tazminatlar için yasal faize hükmedilmesinin isabetsiz olduğu- Mahkemece uzmanlardan alınan tüm raporlardan müşterek çocuğun velayetinin anneye bırakılmasının uygun olacağı yönünde görüş bildirilmesine, ve annenin velayet görev ve sorumluluğunu ifa edemeyeceğine ilişkin ciddi sebep ve deliller mevcut olmadığına göre, velayetin anneye bırakılmasının isabetli olduğu-
Yaşça küçük olan çocukların, anne şefkat, bakım ve ilgisini yaşayabilmeleri için, annenin bu görevi üstlenmesine engel bir durumu bulunmadıkça velayetin anneye verilmesinin tercih edilmesinin gerekeceği-
Tarafların ortak çocuklarının, idrak çağında olduklarından; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri de, idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmüş olduğundan; ortak çocukların velayeti konusunda mahkemece görüşlerinin alınması gerekeceği-
Velayeti babaya verilen müşterek çocuklar ile velayeti anneye verilen müşterek çocuğun anne ve babaları ile kişisel ilişkilerinin, küçüklerin birbirlerini göremeyecek şekilde aynı günlerde düzenlenmemesi gerekeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocukların ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakaları az olduğundan, mahkemece Medeni Kanunun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Kişisel ilişki ile çocuğun sağlıklı kişisel gelişimi yanında, ana ve babalık duygularının tatmininin de gözetilmesinin gerekeceği-
Annenin velayet görevlerini yerine getirmesine engel bir durumu ve bu konuda bir ihmali saptanmadığına göre, uzman raporundaki öneriye değer verilerek, çocuğun üstün yararı gereğince velayetinin anneye verilmesi gerekeceği-
Evlilik dışı ilişkiden doğan çocuğun velayet hakkı anneye ait olmakla birlikte babanın da çocukla düzenli ve sürekli bir kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi elde etmek hakkının mevcut olduğu-
Davalılar, müşterek çocuklarının aşılanmasına karşı çıkmış, davacı kurum ise davalıların müşterek çocuklarının aşılarının yapılabilmesi için tedbir kararı verilmesini talep etmiş olup; mahkemece, taraflara dava dilekçesi tebliğ edilmeden evrak üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verilmesi hukuki dinlenilme hakkı (HMK m. 27) kapsamındaki savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası olup; ayrıca istenilen, aşıların yapılma gerekliliği bulunup bulunmadığı konusunda uzman incelemesi yapılması gerekeceği-