İştirak nafakasının çocuğun ergin oluncaya kadar devam edeceği, reşit olmasından sonra ise yoksul durumda olan altsoyun babasından yardım nafakası talep edebileceği-
Müşterek çocuğun tedavisinin devam ettiği ve tarafların aynı şehirlerde yaşadıkları dikkate alınarak daha uygun süreli kişisel ilişki kurmak gerekeceği-
Boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu ve nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirleneceği-
Nafaka hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı hak olduğu ve mümeyyiz küçüğün nafaka davası açmada dava ehliyetine haiz olduğu-
Boşanma ve ayrılık durumunda çocuğun velayeti kendisine verilmemiş tarafın gücü oranında çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlü olduğu, bu hususu mahkeme kendiliğinden dikkate alması gerektiğinden çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Velayetin düzenlenmesinde; çocukların sağlık, eğitim ve ahlaki bakımdan üstün yararının gözetilmesi gerektiği, bu nedenle çocukların velayeti konusunda uzman bilirkişi kurulundan rapor alınması ve delillerin hep birlikte değerlendirilmesi gerekeceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne , ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri göz önüne alınarak, uygun miktarda tazminat takdiri gerekeceği-
İstek halinde, müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesinin ve kişisel ilişkinin değişen şartlara göre yeniden düzenlenmesinin her zaman mümkün olacağı-
Tarafların karardan 5 ay sonra müşterek çocuklarının doğduğu bu durumda çocuğun boşanma davası devam ederken ana rahmine düştüğünün kabul edilmesi ve bu hususta karar verilmek üzere kararın bozulması gerekeceği-
"Kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek yeterlilikte" olması gerektiğinden, velayet kendisine bırakılmayan baba ile çocuk arasında her ayın belirli hafta sonları ve yaş sınırlaması yapılmaksızın, çocuğun baba yanında yatılı da kalacağı şekilde kişisel ilişki kurulması gerekeceği-