Her amme idaresi, diğer bir amme idaresi tarafından yapılan hacizlere, amme alacağı bu haciz tarihinden önce tahakkuk etmiş olmak şartiyle, haczedilen mallardan herhangi biri paraya çevrilinceye kadar iştirak edebileceği ve hacze iştirak halinde, hacizli malın bedelinden ilk önce haczi yapan dairenin alacağı tahsil olunacağı (6183 s. K. mad .69)- Vergi Dairesi'nin hacizleri şikayetçinin haczinden önce olduğundan, öncelikle ödenmesi gerektiği-
Hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğu- Dava dilekçesindeki anlatım, talep sonucu ve davacının duruşmalardaki davanın konusuyla ilgili yaptığı açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde davanın, TBK. mad. 19 uyarınca muvazaalı işlemlerin iptali ve alacağın tahsiline ilişkin olduğunun kabulü ile davacının, icra takip dosyası üzerinden borçluya karşı icra takibi başlatması olmasına ve bu takip neticesinde hacze konu malları alacağına mahsuben satın almış olması karşısında bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerektiği- TBK. mad. 19 uyarınca muvazaaya dayalı açılan eda davası niteliğindeki davada, önceden verilen ve kesinleşmediği anlaşılan diğer asliye hukuk mahkemesi dosyasında "davacının davayı açmakta hukuki yararının olmadığı" gerekçesiyle verilen red kararının da eldeki dava için bağlayıcı nitelik taşımadığı-
Şikayetçi tarafından başlatılan takipte borçlu sadece şirketlerden biri olup bu şirketin borcundan dolayı hakedişi yönünden haciz konulmuş olup (borçlu şirketin diğer şirketle adi ortaklık oluşturduğundan) bu haciz BK'nın 637/son maddesine göre usulüne uygun konulmuş olmadığından geçersiz olduğu- Şikayetçinin başlattığı takip dosyasında hakediş üzerine haciz konulması üzerine adi ortaklık tarafından dilekçe sunularak haciz konulan hakedişin adi ortaklığa ait olduğu bildirildiğine göre bu bildirim istihkak iddiası mahiyetinde olup ,istihkak iddiası istihkak prosedürü çerçevesinde neticelenmeden geçerli bir hacizden sözedilemeyeceğinin gözetilmemesinin de hatalı olduğu-
Mahkemece "şikayetçilerin kesin haciz tarihlerinin 24.12.2013 olduğu, sıra cetvelinde garameten pay ayrılan şikayet olunan bankanın 13.12.2013 tarihli ihtiyati haczinin 31.12.2013 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, ancak takibinin İİK'nın 100. maddesindeki belgelere dayanmadığından kesin hacizlere iştirak edemeyeceği" gerekçesiyle "garameten taksim yapılmasının yasaya aykırı olduğuna" ilişkin şikayetlerin kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
"Şikayet olunanın haciz tarihinin şikayetçinin haczinden sonra olduğu, bu alacaklının alacaklarına öncelik tanıyan bir düzenlemede olmadığı, davalının takibinin İİK. mad 100'de sayılan belgelere dayanmadığı, şikayet olunanın alacağının 6183 s. Kanundan istisna edilen bir alacak olduğu" gerekçesiyle "1. sırada şikayetçi alacağına yer verilmek, artan kısım olması halinde diğer alacaklılara pay ayrılmak suretiyle yeni bir sıra cetveli hazırlanmak üzere sıra cetvelinin iptaline" karar verilmesinin isabetli olduğu-
6102 s. TTK'nın yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılmış olan muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ve sıra cetveline şikayete ilişkin davada, davalılar tacir olsalar da davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki de bulunmadığından, mutlak ve nispi ticari dava niteliğinde olmayan davaya, dava tarihi itibariyle, asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasında, işbölümü ilişkisi bulunmadığından ve davalı işbölümü itirazında bulunmadığından, asliye ticaret mahkemesince davalıya ayrılan payın miktarına göre davaya bakılmasının isabetli olduğu- Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, davalı alacaklıda olduğu- Mahkemece, davalının sıra cetvelinde yer alan takip dosyası alacağının dayanağı olan kambiyo senedinin en geç düzenlenebileceğinin kabulü gereken tarih olan takip tarihinin, davacının alacağının dayanağını teşkil eden çekin en geç düzenlenebileceğinin kabulü gereken tarih olan ihtiyati haciz ve takip tarihinden daha önce olduğu, bu nedenle davalı alacağının önce doğduğunun kabulü gerektiği, buna göre de sonraki tarihte davacı alacağı bakımından muvazaa yaratılamayacağı gerekçesiyle, muvazaa nedenine dayalı itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra Müdürlüğü'nce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine, borçlunun çalıştığı kurumca düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği- Bu sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olduğu kabul edilerek uyuşmazlığın çözümlenmesinin hatalı olduğu- Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlü olduğundan, mahkemece, davanın muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği-
Davacı yanca, "davalı hazine alacağının bir kısmının zamanaşımına uğradığı ve dolayısıyla istenmesinin mümkün bulunmadığı, asıl alacağın ve dolayısıyla da gecikme zammının doğru hesaplanmadığı" ileri sürülmüş olup; bu hususlar, "alacağın esasına veya miktarı"na yönelik itiraz olduğundan, mahkemece, asliye hukuk mahkemesi sıfatıyla işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiği-
Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkin davada, davacının alacaklı olduğu icra dosyasında bedeli paylaşıma konu borçluya ait aracın trafik kaydına ilk olarak 14.07.2009 tarihinde haciz konmuş ve mahkemece, geri çevirme kararıyla istenmesine rağmen sunulmayan 22.06.2004 tarihli rehin sözleşmesi dayanak gösterilmek suretiyle davalı kooperatifçe davacının haciz tarihinden sonra 08.03.2010 tarihinde dava dışı kişinin kredi borcu sebebiyle bedeli paylaşıma konu araç üzerine rehin konulması işleminin muvazaalı olarak kabulü gerektiği- Mahkemece, sıra cetvelinde davalı kooperatife ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalı kooperatife bırakılmasına karar verilmesi gerektiği- İİK. 142/1 uyarınca sıra cetveline ilişkin davanın kendine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi, "borçlu" yönünden sıra cetveline ilişkin davanın hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından, HMK mad. 114/1-h ve 115/2 uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayet olunan asılın takip dosyasında tüm iş ve işlemlerini yürütmekle görevli bulunan vekile gerekli tebligatın yapılması ile taraf teşkiline ilişkin işlemlerin tamamlandığı, sıra cetvelinde gemi alacaklısı hakkının rehin veya ipotekle temin edilmiş olsun veya olmasın diğer bütün alacaklılara karşı önceliği bulunduğu- Sıra cetveline ilişkin şikayetin, kendine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi gerektiği-