Diğer alacaklıların muvazaadan ari haklarının etkilendiği durumlarda, 4389 sayılı Kanun’a 5020 sayılı Kanun’la eklenen Ek 5. maddede belirtilen bankalar yönünden fon alacaklarının tahsili ile ilgili hükümlerin uygulanmasına ve bu bankaların hacizlerinin 6183 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca ilk hacze iştiraklerine olanak bulunmadığı, somut olayda bu hükmün uygulanması aleyhe sonuç doğurduğundan, şikayetçi bankanın bu düzenlemeden yararlanmasına yasal olanak bulunmadığı gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Her iki şikayet dosyasına konu sıra cetvelleri farklı olup, sıra cetvellerine konu hacizli taşınmazlar ve incelemeye ilişkin diğer hususların da birbirlerinden farklı olduğu, bu durumda, mahkemece talebin esası hakkında bu dosyayla ilgili sıra cetveli ve takip dosyalarına göre Yargıtay denetimine de elverişli bir inceleme yapılmasının gerekeceği-
Haciz tezkeresi ile 3. şahıstaki alacağın haczi menkul haczi niteliğinde olup, İİK’nun 89. maddesindeki prosedürün burada uygulanamayacağı yani doğacak alacaklar üzerine bu yolla haciz konulamayacağı, şikayetçinin haczi ise 89. madde kapsamında konulmuş olup, 3. kişinin koşullu itirazı ile listeye alındığı, bu durumda şikayet olunanın paylaşıma konu para üzerinde geçerli bir haczinin bulunmadığı-
Bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte de hukuki yararının olduğu, borçlunun hakları ihlal edilmiş olmadıkça kural olarak sıra cetveline itiraz hakkının bulunmadığı, bu sebeple somut olayda hakları ihlal edilmeyen borçlunun şikayetinin aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Tasarrufun iptal davasını kazanan alacaklının, tasarruf konusu malın borçluya aitmiş gibi haciz ve satışını isteyebileceği, satış sonucu elde edilen paradan ise alacağını alabileceği, sonradan taşınmaz üzerinde yapılan tasarrufun, iptal davası açan alacaklıya karşı hüküm ifade etmeyeceği, bu nedenle sonradan lehine ipotek tesis edilen alacaklılar ile haciz uygulayan alacaklıların, iptal edilen tasarruf oranında, iptal davasını kazanan alacaklıya karşı önceliği bulunmayacağı, bu durumda da davayı kazanan alacaklıya iptal edilen tasarruf oranında taşınmazı devralan kişinin verdiği ipotekle alacaklı olanlar ile sonradan haciz uygulayan alacaklılardan önce ödeme yapılması gerektiği-
Devam eden hacizde şikayetçi vekilinin, masrafların kendilerine ödenmediği iddiaları sabit olmadığından şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Mahkemece, davalı H.Ş. açısından, davalı tarafından alacağın ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı H.Ş’e sıra cetvelinin ikinci sırasından ayrılan payın davacıya ödenmesine karar verilmesinin yerinde olduğu-
İcra mahkemesince verilen yetki doğrultusunda ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, buna göre haczin satış tarihinde düştüğüne ilişkin iddialar ile tüm alacaklıları alakadar eden masrafların satış bedelinden öncelikle ödenmesi gerektiği yönündeki iddiaların sabit olmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-