İİK. 58/3 v e 41 uyarınca; ilamda hükmedilen yabancı para alacağının Türk parası karşılığının, hem ‘takip talebi’ hem de ‘icra emri’nde gösterilmesinin zorunlu olduğu–
Tanzim tarihi bulunmayan bononun «bono» niteliğini taşımayacağı, bu durumda senette oluşan hakkın ciro yoluyla başkalarına devredilemeyeceği - Senetteki hakkın ancak alacağın temliki yoluyla başkalarına devredilebileceği-
İlk cironun lehtara ait olması gerekeceği, aksi takdirde ciro silsilesinin kopmuş olacağı ve bu nedenle takip yapan kişinin yetkili hamil sayılmayacağı—
Takip konusu bono’nun, taraflar arasındaki iki tarafa borç yükleyen sözleşme (protokol) uyarınca «teminat senedi» olarak düzenlenmiş olduğunun anlaşılması halinde, bononun «mücerret borç ikrarı»nı içeren bir senet olmaktan çıkacağı ve «bono» niteliğini kaybedeceği (kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe konu olamayacağı)—
Senedin rakamla olan kısmında tahrifat (değişiklik) yapılmış olması halinde, yazı ile olan kısmına itibar edilemeyeceği—
Keşidecinin imzasının sorumluluk için tek başına yeterli olduğu hallerin «borçlunun gerçek kişi olması haline» ilişkin olduğu, limited şirketlerde şirket ünvanının tam olarak yazılması» gerektiği (TTK. mad. 322; şimdi; Yeni TTK. mad. 372)—
Yabancı para alacağına dayalı takiplerde alacaklının «tahsil (fiili ödeme) tarihindeki kur üzerinden» ödeme yapılmasını istemiş olması halinde; vâde tarihi bulunan senetlerde «vâde tarihinden tahsil tarihine kadar» vâde tarihi bulunmayan senede dayalı takiplerde ise, «takip tarihinden tahsil tarihine kadar» ‘yabancı para faizi’ (3095 s. K. 4/a) talep edilebileceği (yani devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vâdeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre faizin hesaplanması gerekeceği)—