Lehtar olarak hem firma isminin hem de gerçek kişinin isim ve soyadının yazılmış olması halinde, senedin «bono» niteliğini taşıyacağı—
Takip talebinde alacaklının adresinin yazılmasının zorunlu olduğu, ancak alacaklı vekilinin ibraz etmiş olduğu vekaletnamede alacaklı aslının adresinin bulunması halinde, takip talebinin adres yokluğu nedeniyle iptal edilemeyeceği-
«Lehdar» bölümü «hamiline» şeklinde doldurulmuş olan senedin «bono» sayılmayacağı—
Takip konusu yabancı para alacağının, takip tarihindeki Türk parası karşılığının «takip talebi»nde gösterilmiş olmasına rağmen, «ödeme emri»nde gösterilmemiş olmasının -«takibin iptaline» değil- «ödeme emrinin iptaline» neden olacağı—
Yıl ve ay olarak doğru rakamları taşıyan tanzim tarihinin -vade tarihinin tanzim tarihinden sonraki tarihi taşıması halinde- gün olarak hatalı belirtilmiş olmasının, senedin bono olma niteliğine etkili olmayacağı—
Ciro silsilesindeki bozukluğun lehtar ile keşideci arasındaki ilişkiyi etkilemeyeceği (lehtarın keşideci hakkında takipte bulunmasına ciro silsilesindeki bozukluğun engel teşkil etmeyeceği)—
Tebligat K. mad. 21 uyarınca, tebliğ tarihinin “ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih” olarak düzenlendiği- Ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği tarihten yasal 7 günlük süre geçtikten sonra yapılan şikayet süresinde olmadığı- “Takip dayanağı senet örneğinin gönderilmediği” hususunun 7 günlük şikayet süresi içinde icra mahkemesine bildirilmesi gerektiği ve bu durumda, icra mahkemesince “takibin iptaline” değil “ödeme emrinin iptaline” karar verilmesi gerekeceği–
Takibe konu edilen senedin taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı ve «cezai şartı» olarak düzenlenmiş olduğunun anlaşılması halinde «bono» niteliğini taşımayacağı—
«Bono» niteliğinde bulunmayan ancak vâde tarihi içeren senette, borçluya daha önce bononun ödemesi için ihbarda bulunulmamışsa, alacaklının «takip tarihi»nden değil, «vade tarihi»nden itibaren faiz talep edebileceği—