Sahte vekaletnameyle gerçekleştirilen satıştan sonra taşınmazın, mülkiyetini edinen kişilerin iyiniyetli olmadıkları ispat edildiğinde, tapunun iptali ile gerçek malik adına tescilinin gerektiği-
Yolsuz tescile dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Öncesinde kişi adına kayıtlıyken taşınmazın daha sonra devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere dönüşmesi halinde, taşınmazda hali hazırda bulunan ipotek ve kamu alacağı şerh lehdarlarının TMK’nın 1023’üncü maddesinden yararlandığının savunulamayacağı, mahkemece, terkin edilen ............ m2’lik kısımla sınırlı olarak ipotek ve şerhlerin terkini gerekeceği-
İkinci el kayıt maliki davalının iktisabının iyiniyetli olmadığının ispat külfetinin davacıya düştüğü, hal böyle olunca, davalının iktisabının iyiniyetli olup olmadığının tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespiti ile, kötüniyetli olduğunun saptanması halinde iptal tescile karar verilmesi, aksi halde şimdiki gibi bedele hükmedilmesi gerekeceği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemi-uyuşmazlığın çözümünde etkili olan delillerin toplandığı ve değerlendirildiği gözetilerek ikinci adım mahiyetindeki TBK’nin 97. maddesinin uygulanması değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile HMK’nin 353/1.a.6 maddesine aykırılık gerekçe gösterilerek hükmün ortadan kaldırılamayacağı-
Plaka ile teknenin ayrı ayrı satıldığı uyuşmazlıkta, tekne satış sözleşmesinde yer alan plaka numarası teknenin özelliği değil, teknenin nitelendirilmesi amaçlı olup satış sözleşmesi içeriğine göre davalının tekneyi satın aldığı ancak plakasını almadığının anlaşıldığı, ayrıca davalının tekneyi hattı ile birlikte satın alınması halinde, kaydını yaptırması, aidatlarının ödenmesi, çalışma ruhsatının alması gerektiği halde, davalı tarafından bu yola başvurulmadığı gibi odaya herhangi bir müracaatın olmadığı dikkate alındığında, davalının sadece tekneyi satın aldığı ve davacının plakası ile başvurup ruhsat almamasından yararlanarak 2013 yılında plaka ve ruhsatı üzerine aldığı tespit edildiğinden, bu haliyle plakanın davacıya satıldığı ve teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı taktirde tazminat ve ürün bedelinin tahsili istemi-
"Aile konutu" niteliğindeki taşınmaz üzerinde malik olmayan eşin açık rızasını alınmadan, TMK. 194'de aykırı şekilde tesis edilen ipoteğe dayalı yapılan icra takibi sonucunda taşınmazı alacağına mahsuben adına geçiren davalı bankanın iyi niyet savunmasının dinlenemeyeceği- TMK. 194/1'e aykırı olarak tesis edilen ipotek işleminin bağlayıcılığı bulunmadığından, cebri icra sonucu davalı banka adına ihale edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı (malik) eş adına tesciline karar verilmesi gerektiği- "Dava konusu taşınmazın yargılama aşamasında kesinleşen ihale ile banka adına tescil edildiği, İİK. 134 uyarınca, icra mahkemelerinin ihalenin feshine ilişkin kararlarının maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceği, bu noktada kesinleşen ihalenin feshinin reddine ilişkin kararla mülkiyet aktarımının sağlanması nedeniyle yolsuz tescilin artık tartışılamayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Eldeki davanın sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olduğu- Kötü niyet iddiası def'i değil itiraz olduğundan (kötü niyet iddiasının) iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği, mahkemece kendiliğinden nazara alınacağından delil listesinde tanık deliline açıkça dayanan ancak tanık isimlerini bildirmesi için süre verilmeyen davacıya tanık isimlerini bildirmesi için süre verilip, davalının bildirdiği tanıklar dinlendikten sonra ve Cumhuriyet Başsavcılığının eldeki davaya konu olay hakkındaki soruşturma dosyasına varsa eklenen yeni bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
İnançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği- inanç sözleşmesi, inananla inanılan arasında yapılan, onların hak ve borçlarını belirleyen, inançlı muamelenin sona erme sebeplerini ve devredilen hakkın, inanılan tarafından inanana geri verme (iade) şartlarını içeren borçlandırıcı bir muamele olduğu- Bu sözleşmenin, taraflarının hak ve borçlarını kapsayan bağımsız bir akit olup, alacak ve mülkiyetin naklinin hukuki sebebini teşkil ettiği- Tarafların böyle bir sözleşme ve buna bağlı işlemle genellikle, teminat teşkil etmek ve iade edilmek üzere, mal varlığına dahil bir şey veya hakkı, aynı amacı güden olağan hukuki muamelelerden daha güçlü bir hukuki durum yaratarak, inanılana inançlı olarak kazandırmak için başvurdukları-