Kiralananın tahliyesinde, borçlu tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna dair İcra Mahkemesinin dosyasının sonucunun beklenmesi gerekeceği-
Davacı; davalının kabulü dışında kalan fazlaya ilişkin alacak için, itirazın kaldırılması talebinde bulunmadığına göre, davanın İ.İ.K.nun 269/a maddesi gereğince kesinleşen takip sebebiyle açıldığının kabulü gerekeceği-
Alacaklının, İİK.nun 269/a maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 30 günlük ödeme süresi geçtikten sonra hak düşürücü süre olan 6 ay içerisinde icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunabileceği-
Davacı vekili takip talebinde kiralananın adresini belirtmemiş ise de bu eksiklik dava dilekçesinde açıklanmak suretiyle giderilmiş olup, kiralananın adresinin yazılmamasının takibi geçersiz hale getirmemesi gerekeceği-
Borçlu itiraz etmez, ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilmesi gerekeceği-
Davalı borçlunun savunma hakkı kısıtlanarak iki haftalık cevap süresi beklenmeden ilk duruşma yapılıp karar verilmesinin doğru olmadığı-
İcra hukuk mahkemesinin sadece takip hukuku bakımından yaptığı inceleme sırasında davacı alacaklının takip isteğinden vazgeçerek genel mahkemeye başvurmasını engelleyecek bir yasa hükmü olmadığından, davacı kiraya verenin iki hakkı bir arada kullanabileceği- İcra hukuk mahkemesinin kesinleşen kararı ile mahkemeden talep ettiği hakkı alan davacı kiraya verenin o kararı infaz ettirmeyerek yeniden dava açmasında ya da açılmış davayı yürütmesinde hukuki yararı olmadığından davanın reddi gerekse de, icra hukuk mahkemesinde görülen dava husumet yönünden ret ile sonuçlandığından, davacı kiraya verenin genel mahkemede temerrüt nedeniyle tahliye davası açmasında bir usulsüzlük olmadığı-İcra hukuk mahkemesinde görülmekte olan davanın, genel mahkemede açılan dava için derdestlik oluşturmayacağı-
Borçlu itiraz etmez, ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödemezse, ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliyeye karar verilmesi gerekeceği-
Kiralayanlardan birinin yokluğu ile yapılan icra takibi geçersiz olup temerrüde esas tutulmaması gerekeceği-
Her ne kadar mahkemece, davalı vekilinin ibraz ettiği sözleşmede davacının kiralayan olarak taraf olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ise de, davacı takip talebinde sözlü kira akdine dayanmış ve borçlular tarafından ödeme emrine itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleştiği, kaldı ki, 01.06.2011 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre 23.05.2011 tarihinde 10 yıl süre ile davalı şirket müdürlüğüne seçildiği anlaşılan davalı şirket temsilcisinin davayı kabul ettiği, bu durumda mahkemece, esas hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-