Takip talepnamesinde “tahliye” isteği bulunmadan, İcra Müdürlüğü tarafından kendiliğinden 30 gün süreli ve tahliye ihtarını taşıyan 13 örnek ödeme emri düzenlenip borçluya tebliğ edilmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı ve davacıya tahliye isteme hakkı vermeyeceği-
Davacının davasını, ödeme emrinin 04/02/2015 tarihinde tebliğ edilmesine göre otuz günlük ödeme süresi geçtikten sonra dava açma süresi olan altı aylık sürenin geçirilmesinden sonra 15/09/2015 tarihinde açtığı, bu durumda mahkemece, davanın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Temerrüt gerçekleştikten sonra icra dairesinde ödeme taahhüdünde bulunulmuş olmasının, kiranın yenilendiği anlamına gelmeyeceği, öte yandan ödeme emrinde 30 gün içerisinde borcun ödenmemesi halinde icra mahkemesinde tahliye davası açılabileceği ihtarının yer aldığı, bu ihtar sonrasında İİK.nun 269/a maddesi uyarınca icra mahkemesinde, temerrüt nedeniyle tahliye davası açıldığı, bu durumda geçerli bir tahliye ihtarından sonra ödeme emrinde verilen yasal 30 günlük süre içerisinde borç ödenmediğinden, davalının temerrüdünün gerçekleştiğinin kabulü gerekeceği, mahkemece bu nedenle davanın kabulü ile kiralanın tahliyesine karar verilmesi gerekeceği-
HMK'nun 4. maddesi ile sulh hukuk mahkemesinin görev alanı tanımlanırken 4/a fıkrasında ilamsız icra yoluyla tahliyeye ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara sulh hukuk mahkemesi tarafından bakılacağının belirtildiği, bu düzenlemeye göre de İİK'nun 269 ve devamı maddeleri gereğince icra mahkemesinde açılacak davaların istisna olarak gösterildiği, bunun dışındaki kira sözleşmesinden kaynaklanan davalar yönünden sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğunun düzenlendiği-
Davacının, 26.08.2015 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile, ödenmediğini iddia ettiği kira bedellerinin tahsilini istediği; yasal ödeme süreli ödeme emrinin davalı borçluya 28.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak, İİK'nun 269/a maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315.maddesi gereğince otuz günlük ödeme süresinin dolması beklenmeden tahliye davasının 08.09.2015 tarihinde açıldığı, bu haliyle, davacı tarafından ödeme süresi beklenmeden İcra Mahkemesinden tahliye isteminde bulunulamayacağından mahkemece tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı kiracının, kira ilişkisinden doğan edimlerini kendi kiralayanına karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu, davacı tarafından da, davalıya iktisaptan sonra kira bedellerinin kendisine ödenmesi hususunda ihtar gönderilmediği anlaşıldığından, davalı kiracı tarafından önceki malik kiralayana yapılan ödemeler geçerli olup, davalının ödediği miktar kadar borcundan kurtulacağı, davalı kiracı ile dava dışı kiralayan arasında akdedilen 15.01.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kira bedeli 330,00 TL olup, artış şartının öngörülmediği, davalı kiracının da dosyaya sunduğu banka sliplerinden kira bedelini sözleşmeye uygun olarak 400,00 TL ödediği anlaşıldığından, davalı kiracı tarafından eski malike yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri bankadan istenerek aylık 400 TL kira bedeline göre ödemeler üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacının İİK. mad. 269/a gereğince, tahliye talebini, ödeme süresi geçtikten sonra, ödeme süresinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde icra mahkemesinden isteyebileceği-
Ödeme emrinde 30 gün içerisinde borcun ödenmemesi halinde icra mahkemesinde tahliye davası açılabileceği ihtarının yer aldığı, bu ihtar sonrasında davacının isterse İİK.nun 269/a maddesi uyarınca icra mahkemesinde, isterse TBK.nun 315. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinde temerrüt nedeniyle tahliye davası açabileceği-
İcra hukuk mahkemesi görevsizlik kararı ile genel mahkemenin görevli olduğuna karar veremeyeceği- İcra mahkemesinin, istisnalar saklı kalmak koşulu ile takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklara bakacağı ve bununla görevli olduğu- Değerine göre Sulh ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren tamamen maddi hukuka ilişkin bir uyuşmazlık hakkında karar verilmesi için kendisine başvurulması halinde, istisnai olarak görevsizlik kararı vermek durumunda kalacağı-
Davacının, yazılı ya da sözlü kira sözleşmesine dayanmaksızın, takip talebinde dayandığı belge ile davalının İİK 269/a maddesine dayalı olarak tahliyesini isteyemeyeceği-