Davacının İİK. mad. 269/a gereğince, tahliye talebini, ödeme süresi geçtikten sonra, ödeme süresinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde icra mahkemesinden isteyebileceği-
Ödeme emrinde 30 gün içerisinde borcun ödenmemesi halinde icra mahkemesinde tahliye davası açılabileceği ihtarının yer aldığı, bu ihtar sonrasında davacının isterse İİK.nun 269/a maddesi uyarınca icra mahkemesinde, isterse TBK.nun 315. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinde temerrüt nedeniyle tahliye davası açabileceği-
İcra hukuk mahkemesi görevsizlik kararı ile genel mahkemenin görevli olduğuna karar veremeyeceği- İcra mahkemesinin, istisnalar saklı kalmak koşulu ile takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklara bakacağı ve bununla görevli olduğu- Değerine göre Sulh ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren tamamen maddi hukuka ilişkin bir uyuşmazlık hakkında karar verilmesi için kendisine başvurulması halinde, istisnai olarak görevsizlik kararı vermek durumunda kalacağı-
Takip talepnamesinde "tahliye" isteği bulunmadan İcra Müdürlüğü tarafından kendiliğinden ihtarlı ödeme emri düzenlenip borçluya tebliğ edilmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı ve davacıya tahliye isteme hakkı vermeyeceği-
Kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesine istemine ilişkin davada, davalının dava dilekçesinde açıklanan ve takip talepnamesinde belirtilen adresteki kiralanandan tahliyesine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, yazılı ya da sözlü kira sözleşmesine dayanmaksızın, takip talebinde dayandığı belge ile davalının İİK 269/a maddesine dayalı olarak tahliyesini isteyemeyeceği-
Davalı, takibin dayanağı 24/09/1998 başlangıç tarihli kira sözleşmesindeki imzasını inkar etmediğinden İİK.nın 269/2. maddesi gereğince takip dayanağı sözleşmeyi kabul etmiş sayılıp, davalı tarafça imzası inkar edilmeyen takibe konu kira sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü gerekip, davalının kiracı olduğu kesinleşmiş olup takibin dayanağı yapılan kira bedelinin tespiti davasında da yeni malik olan takip alacaklısının taraf olmaması, takip ve dava açmasına engel olmadığından uyuşmazlığın esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmenin varlığını ispat külfetinin kiraya verene, kira bedelinin ödendiğini, mecurun usulünce tahliye edildiğini ispat külfetinin kiracıya ait olduğu-
Davalı borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük süreden sonra itiraz etmesi nedeniyle temerrüt nedeniyle tahliyesine karar verilmiş ise de davalı borçlu tarafından ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğuna dair yerel mahkemenin dava dosyasının sonucunun beklenmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi için kararın bozulması gerekeceği-
İİK. mad. 269 uyarınca alacaklının ihtar müddetinin bitimi tarihini takip eden altı ay içerisinde icra mahkemesinden tahliye isteyebileceği; bu durumda davanın ihtar müddetini takip eden altı ay geçtikten sonra açıldığından süresinde olmadığı-