Davacının, 26.08.2015 tarihinde başlatmış olduğu icra takibi ile, ödenmediğini iddia ettiği kira bedellerinin tahsilini istediği; yasal ödeme süreli ödeme emrinin davalı borçluya 28.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ancak, İİK'nun 269/a maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315.maddesi gereğince otuz günlük ödeme süresinin dolması beklenmeden tahliye davasının 08.09.2015 tarihinde açıldığı, bu haliyle, davacı tarafından ödeme süresi beklenmeden İcra Mahkemesinden tahliye isteminde bulunulamayacağından mahkemece tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı kiracının, kira ilişkisinden doğan edimlerini kendi kiralayanına karşı yerine getirmekle yükümlü olduğu, davacı tarafından da, davalıya iktisaptan sonra kira bedellerinin kendisine ödenmesi hususunda ihtar gönderilmediği anlaşıldığından, davalı kiracı tarafından önceki malik kiralayana yapılan ödemeler geçerli olup, davalının ödediği miktar kadar borcundan kurtulacağı, davalı kiracı ile dava dışı kiralayan arasında akdedilen 15.01.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde kira bedeli 330,00 TL olup, artış şartının öngörülmediği, davalı kiracının da dosyaya sunduğu banka sliplerinden kira bedelini sözleşmeye uygun olarak 400,00 TL ödediği anlaşıldığından, davalı kiracı tarafından eski malike yapılan ödemelere ilişkin ödeme belgeleri bankadan istenerek aylık 400 TL kira bedeline göre ödemeler üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Davacının İİK. mad. 269/a gereğince, tahliye talebini, ödeme süresi geçtikten sonra, ödeme süresinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde icra mahkemesinden isteyebileceği-
Ödeme emrinde 30 gün içerisinde borcun ödenmemesi halinde icra mahkemesinde tahliye davası açılabileceği ihtarının yer aldığı, bu ihtar sonrasında davacının isterse İİK.nun 269/a maddesi uyarınca icra mahkemesinde, isterse TBK.nun 315. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinde temerrüt nedeniyle tahliye davası açabileceği-
İcra hukuk mahkemesi görevsizlik kararı ile genel mahkemenin görevli olduğuna karar veremeyeceği- İcra mahkemesinin, istisnalar saklı kalmak koşulu ile takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklara bakacağı ve bununla görevli olduğu- Değerine göre Sulh ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren tamamen maddi hukuka ilişkin bir uyuşmazlık hakkında karar verilmesi için kendisine başvurulması halinde, istisnai olarak görevsizlik kararı vermek durumunda kalacağı-
Takip talepnamesinde "tahliye" isteği bulunmadan İcra Müdürlüğü tarafından kendiliğinden ihtarlı ödeme emri düzenlenip borçluya tebliğ edilmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı ve davacıya tahliye isteme hakkı vermeyeceği-
Kesinleşen icra takibi sebebiyle kiralananın tahliyesine istemine ilişkin davada, davalının dava dilekçesinde açıklanan ve takip talepnamesinde belirtilen adresteki kiralanandan tahliyesine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, yazılı ya da sözlü kira sözleşmesine dayanmaksızın, takip talebinde dayandığı belge ile davalının İİK 269/a maddesine dayalı olarak tahliyesini isteyemeyeceği-
Davalı, takibin dayanağı 24/09/1998 başlangıç tarihli kira sözleşmesindeki imzasını inkar etmediğinden İİK.nın 269/2. maddesi gereğince takip dayanağı sözleşmeyi kabul etmiş sayılıp, davalı tarafça imzası inkar edilmeyen takibe konu kira sözleşmesinin geçerli olduğunun kabulü gerekip, davalının kiracı olduğu kesinleşmiş olup takibin dayanağı yapılan kira bedelinin tespiti davasında da yeni malik olan takip alacaklısının taraf olmaması, takip ve dava açmasına engel olmadığından uyuşmazlığın esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kira sözleşmenin varlığını ispat külfetinin kiraya verene, kira bedelinin ödendiğini, mecurun usulünce tahliye edildiğini ispat külfetinin kiracıya ait olduğu-