Yerel mahkemenin söz konusu dosya üzerinden 08.12.2014 ve 04.02.2015 tarihlerinde verilen kararlara göre tedbirden sonra doğan kira alacakları yönünden takip yapılmasına imkan verildiği, sözleşmeye göre alacak likit ve muayyen olduğu anlaşıldığından mahkemece işin esasının incelenerek neticesine göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Türk Borçlar Kanunu'nun 315.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle açılacak tahliye davasının kural olarak kiraya verenler tarafından açılması gerekeceği, kiraya verenler birden fazla ise aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan ihtarnameyi birlikte göndermeleri ve yine davayı da birlikte açmalarının zorunlu olduğu, kiraya veren durumunda olmayan malik veya kiralananı sonradan iktisap eden yeni malikin önceden kiracıya ihbar göndererek kira paralarının kendisine ödenmesini istemesi, bu ihbarın sonuçsuz kalması halinde yasal içerikli ihtarname tebliğ ettirmek suretiyle dava açması gerekeceği, kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekeceği, dava hakkına ilişkin bu hususun mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekeceği-
Kiralayanların birden fazla olması durumunda aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan tüm kiralayanların birlikte takip yapmaları ve birlikte dava açmaları gerektiği- Kiralayanlardan birinin yokluğu ile yapılan icra takibi geçersiz olduğu ve temerrüde esas tutulamayacağı- Davanın açılmasındaki noksanlığın sonradan giderilmesi mümkün ise de, temerrüde esas takip ve ödeme emrindeki noksanlığın sonradan giderilmesinin mümkün olmadığı-
Kiralananın tahliyesi istemine ilişkin davada, borçlunun takibe itiraz etmediği ve borcunu da ödemediğinden, alacaklının ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden 6 ay içinde icra mahkemesinden tahliye isteyebileceği, 6 aylık sürenin geçirilmesi halinde tahliye talep edilemeyeceği-
Davacının tahliye talepli olarak takip başlattığı ve ödeme emrinin davalıya mernis adresinde muhtara teslim suretiyle tebliğ edildiği, ödeme emrine süresinde itiraz edilmediğinden takibin kesinleştiği, mahkemece, davanın esasına girilerek sonucu uyarınca bir karar verileceği-
İcra ve İflas Kanunu’ nun 269/a maddesinde, kiralananın tahliyesi isteminde bulunulması için ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde dava açılması gerektiğinin düzenlendiği, bu altı aylık hak düşürücü sürenin mahkemece kendiliğinden gözetilmesinin zorunlu olduğu-
İ.İ.K.'nun 269/a maddesi gereğince borçlu itiraz etmez ihtar müddeti içinde de borcunu ödemezse ihtar müddeti bitiminden itibaren 6 ay içinde icra mahkemesinden tahliyesi istenebileceği-
Mahkemece davalının, dosyadaki yazışmalar gözönüne alınarak icra takibine süresinde yapmış olduğu bir itirazın olup olmadığı hususu üzerinde durularak ve gerekli araştırmalar yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için kararın bozulması gerektiği-
Alacaklının, İİK.nun 269/a maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 30 günlük ödeme süresi geçtikten sonra hak düşürücü süre olan 6 ay içerisinde icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunabileceği-
Davalı kiracının dönem içi ve ödeme emrinin tebliğinden itibaren otuz günlük süre de dahil olmak üzere yıllık kira miktarından daha fazla bir miktarı ödediği, davacı kiraya verenin önceki döneme ilişkin bir talebi bulunmamakla birlikte davalı kiracının yatırdığı miktarların hangi döneme ilişkin olduğuna dair banka hesaplarında bir açıklık bulunmadığı, bu durumda yapılan ödemeler konusunda davacı ve davalının beyanları alınıp, ödemelerin hangi kira dönemine ilişkin olduğu tespit edilip oluşacak sonuca göre karar vermek gerekeceği-