Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağı- Kötüniyet iddiasının davanın her aşamasında ileri sürülebileceği ve mahkemece de kendiliğinden gözetileceği- Önalım davalarında fiili taksime değer verilebilmesi için taksimin yazılı olarak yapılması ya da taşınmazın çok sayıda paydaşının bulunması halinde tüm paydaşları tarafından fiilen kullanılan bölümlerin olmasının gerekmediği- Davacı ve davalıya pay satan paydaşların ayrı ayrı kullandıkları bölümlerin bulunmasının fiili taksim yapıldığını göstereceği-
Üçüncü kiş,i vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötüniyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması gerektiği- Davacı, mirasbırakanı tarafından temlik edilen pay bakımından istekte bulunmayıp, kendi payını istemekte olup mahkemece "vekâlet görevinin kötüye kullanıldığı iddiası ile açılan davada pay oranında istekte bulunulamayacağı " gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Önalım hakkını kullanmak için dava açan paydaşın yargılama sırasında taşınmazdaki payını temlik etmesi halinde önalım hakkının sona ereceği-
Davacının, 8 yıl boyunca davaya konu kredi taksitlerini ihtirazı kayıtsız sözleşmeye uygun şekilde ödenmesinden sonra, davalı bankanın kazanç elde ettiğini ileri sürerek, her bir taksit ödemelerinden doğan kur farkı bedelini geri istemesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu-
Alacak davasında, davalı idarenin savunması üzerinde durularak, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi hükümleri de değerlendirilmek suretiyle, gerekirse konusunda uzman bilirkişi heyetinden taraf, hakim ve Yargıtay denetimine açık bir rapor alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının, hileli davranışlarla iradesi sakatlanarak yapıldığını iddia ettiği noter satış sözleşmesinin iptalini, araç mülkiyetinin tesbitini ve tescilini talep ettiği davada, noter tarafından düzenlenen sözleşmeler resmi senet niteliğinde olup bu resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturduğu- Satım sözleşmesinin noter aracılığıyla yapılmasından dolayı davacının iddia ettiği vakıalar tanık beyanı ile ispatlanacak nitelikte olmadığından, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Noterliği ihtarnamelerine yasal 8 günlük süre içerisinde itiraz edilmiş olup İİK. mad. 150/ı uyarınca alacaklı, alacağını İİK'nun 68/b maddesine göre diğer belgelerle ispatlaması gerektiği- Cezai şart alacağının tahsil edilip edilemeyeceği hususu yargılamayı gerektirdiğinden, İİK'nun 68/b maddesine göre ispatının mümkün olmadığı- Bilirkişi raporlarında hesaplanan işlemiş faiz ve toplam alacak miktarının, takipte istenenden daha düşük tespit edildiğinden, mahkemece cezai şart alacağı ve bilirkişi raporu ile belirlenen alacak ve işlemiş faiz miktarını aşan kısımlar yönünden şikayetin kabulü ile icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Tedarikçi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemi-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının dürüst davranma kuralı ile bağdaşmayacağı- Fiili taksimin varlığı için tüm paydaşların katıldığı bir sözleşmenin mevcut olmasının gerekmediği; zeminde davacı ve davalıya pay devreden önceki paydaşın kullanımında olan bölümlerin bulunması ve bu bölümlerin kullanımına itirazın bulunmamasının yeterli olduğu-
İİK'nun 133. maddesinde yazılı usule uyularak ihale yapıldığından davacının iki ihale bedeli arasındaki farktan sorumlu tutulmasının gerekeceği, burada TMK.'nun 2. maddesi hükmünün uygulanma yerinin bulunmadığı-