Çekişme konusu taşınmazın davalıların kullanımında olup, davacının fiilen kullandığı bir bölümün olmadığı anlaşıldığından davalı ... 3. kişi olup çekişmeli taşınmazda paydaş olmadığından mutlak olarak elatmanın önlenmesine, diğer davalılar yönünden payları oranında elatmalarının önlenmesine karar verilmesi gerektiği-
Davacının çekişmeli 4 parsel sayılı taşınmazda kullandığı ya da kullanabileceği bölüm olup olmadığı belirlenip, kullandığı yada kullanacağı bölüm varsa davanın reddedilip, 2 parsel sayılı taşınmazda ise elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerektiği-
Yüksek faiz garantisi ve paraların her istediği an geri çekilebileceği garantisi ile inandırılıp, güven telkin edilen ve yatırdığı parasını alamayacağının anlaşılması üzerine dava açtığını ileri süren davacıya karşı paranın yatırılış tarihine göre zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilerek zamanaşımı def'i ileri sürülmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı ve davalı yatırım şirketinin yerinde görülmeyen zamanaşımı def'inin reddiyle uyuşmazlığın esasına girilmesi gerektiği-
Malen kayıtlı bonoda malen kayıtlı olup, "bononun davacıya verilen para karşılığı alındığı"nı beyan eden davalının bono metnini talil ederek ispat yükünü üzerine almış olduğu- İspat külfetinin davalıya ait olduğu yönündeki bozma kararına uyulmasına rağmen, yerel mahkemece bozma kararı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapma zorunluluğu gözden kaçırılarak davanın reddinin hatalı olduğu-
Emekli maaşının aylık kredi tutarından az olduğu bilinerek, davacının kredi borcu ödemelerini düzenli yaptığı dönemde "bankaya takviye maksatlı para yatırmasının" yani başlangıçtaki iradesinin "kredinin yeterli olduğu ölçüde emekli maaşından karşılanması" şeklinde yorumlanması sonucunu doğuracağı- Davacının kesilen tutarın iadesi talebinin TMK. mad. 2'ye aykırılık oluşturduğu- Emekli maaşından yapılan toplam kesinti tutarının belirlenmesi ve borç miktarından daha fazla kesinti yapılmış olması halinde ancak bunun iadesine karar verilmesi gerektiği-
Davacının kendisine ilk etapta fark edilemeyecek şekilde ayıplı araç satmasından dolayı açılan tazminat davasında, aracın tamir ve onarımından kaynaklanan maddi zararın, tespit giderinin ve ihtarname masraflarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi yönünde verilen kararın isabetli olduğu-
Kural olarak müdür ücretininortaklar kurulunca usulünce alınmış bir kararla arttırılabileceği - Davalının bu yönde alınmış bir ortaklar kurulu kararı bulunmaksızın 3.500 TL olan brüt müdürlük ücretini 5.000 TL brüt ücret olarak arttırdığı, buna rağmen mahkemece, şirketin faaliyet hacmi ve özvarlığı nazara alınarak ortaklar kurulu kararı olmaksızın şirket müdürünün maaşını arttırmasının yasa, sözleşme ve iyiniyet kurallarına aykırılık taşımadığı yönündeki gerekçesinin yerinde olmadığı -Ayrıca davacının davalının sigortasız işçi çalıştırdığını, bu nedenle şirkete idari yaptırım uygulandığını ve şirket aleyhine dava açıldığını ileri sürdüğü, o halde mahkemece, ilgili dosyaların celp edilerek ileri sürülen bu hususun şirketi zarara uğratıp uğratmadığı, bu eylemin yöneticilikten azil bakımından haklı sebep sayılıp sayılmayacağının değerlendirilmesinin gerektiği-
Patente tecavüzden kaynaklanan tazminat, birleşen dava ise patentin hükümsüzlüğü istemi-
Karayoluyla uluslararası nakli davalı tarafından üstlenilen emtianın hasarlanması nedeniyle sigortalısına hasar bedelini ödeyen sigortacının, sigortalısının haklarına halef olarak açtığı tazminat istemi-
Çapa bağlı taşınmazlarda mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmayan ve başkasının taşınmazına bilerek bina inşa eden davalılar iyi niyetli olamayacağından Türk Medeni Kanunun 722,723,724 ve 725.maddelerinin eldeki davada uygulama yeri bulamayacağının şüphesiz olduğu ve mahkemece el atmanın önlenmesi ile birlikte yıkım isteminin de kabulüne karar verilmesi gerektiği-