12. HD. 16.02.2021 T. E: 2020/9408, K: 1569-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği nazara alındığında, 11/12/2018 tarihli taahhütnamede; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 06/03/2019 tarihli ve ... esas, 2019/3637 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere takibe konu Görele İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasında haciz işleminin gerçekleştirilmiş olması karşısında 492 sayılı Harçlar Kanunu ekindeki yargı harçları tarifesinde belirtildiği üzere tahsil harcının %9.1 olarak belirlenmesi gerekirken %4.55 olarak belirlenmek suretiyle ödeme taahhüdünün bu miktar üzerinden alınması karşısında, taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı-
Bir yargı teşkilatının kurulu olduğu her hangi bir bölgede birden fazla icra mahkemesi bulunuyor ise numara olarak sonraki icra mahkemesinin, itirazları incelemeye yetkili olduğu, tek bir icra mahkemesi bulunuyor ise asliye ceza mahkemesinin itirazları incelemekle görevli olacağı, somut olayda...Adliyesi Adli Yargı ... Komisyonunun yargı çevresi içerisinde icra mahkemesinin kurulu olmaması sebebiyle Asliye Hukuk mahkemelerinin icra ceza mahkemesi sıfatıyla görev yaptıkları, bu anlamda anılan yargı çevresinde bir adet icra mahkemesinin bulunduğunun kabulünün gerektiği cihetle,...3. Asliye Hukuk Mahkemesince itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek dosyanın görevli asliye ceza mahkemesine gönderilmesi gerekeceği-
Tebligat sırasında kendisinin evde olmaması nedeniyle muhtarlığa teslim edilen tebliğ evrakının bir suretinin kapısına yapıştırıldığı, ancak komşusuna haber verilmemesi nedeniyle tebligatın usulüne uygun olduğu kabul edilemeyeceği- Sanığın usulüne uygun olarak duruşma günü ve saatinden haberdar edilmemekle savunma hakkının kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediği-
Disiplin ve tazyik hapsinin bir "hapis" cezası olmadığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 2. maddesinde tanımlanan "disiplin hapsi" kavramı içinde kaldığı ve kısmî bir düzeni korumak amacıyla getirildiği, kişinin kendisinden beklenen yükümlülüğü yerine getirdiği takdirde de serbest kalacağı cihetle, sanığın 3 aya kadar hapsen tazyikine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde 1 ay hapsen tazyikine karar verilmesinde isabet görülmediği-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 21/07/2017 tarihli taahhütnamede asıl alacak olarak 26.676,01 Türk lirası belirlendikten sonra, borcun ödeneceği 24/05/2017 tarihine kadar işlemiş ve işleyecek faiz ve BSMV olarak tek kalemde 1.972,35 Türk lirası belirtildiği anlaşılmış ise de, belirlenen bu faizin icra takibine kadar işlemiş, icra takibinden taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı hususunda herhangi bir açıklık olmadığı cihetle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında açıkça gösterilmemesi sebebiyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı, dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 13/08/2018 tarihinde alınan taahhütnamede yabancı para birimi üzerinden olan borç için alacaklının alacağını hangi tarihteki kur üzerinden talep ettiğinin gösterilmediği gibi, 110.000 Usd olan asıl alacağa ilişkin işlemiş faizin 1.309,59 Usd olarak gösterilmesine rağmen taahhüt tarihi olarak gösterilen 13/08/2018 tarihi ile borcun ödeme tarihi olarak gösterilen 21/11/2018 tarihi arasındaki işleyecek faizin gösterilmemiş olması, alacaklının bu işleyecek faiz alacağından feragat ettiğine dair bir beyanın da bulunmadığı nedenleriyle taahhütte belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, 21/03/2017 tarihli taahhütnamede, takibe dayanak 26/03/2016 tanzim, 24/09/2016 vade tarihli ve 5.000,00 Türk lirası bedelli bonoya ilişkin faiz başlangıç tarihinin 27/03/2016 olarak baz alınarak fazla ve yanlış faiz ücreti belirlendiği gözetilerek itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği-
Aynı borç ilişkisi sebebiyle sanığın hem kendi adına hem de şirket yetkilisi sıfatıyla iki kez ödeme şartını ihlal nedeniyle cezalandırılamayacağı-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği, 11/04/2016 tarihli taahhütnamede, takip öncesi faizi kapsar takip çıkışı alacak miktarının hatalı olduğu, yine toplam faiz olarak 3.110,20 Türk lirası gösterildiği ancak bu faizin takip tarihinden taahhüt tarihine kadar işlemiş faiz veya taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı hususunda açıklık bulunmadığı, işlemiş ve işleyecek faiz miktarlarının ayrı ayrı hesaplanarak gösterilmediği gibi alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında ayrı ayrı gösterilmemesi nedeniyle belirsizlik bulunduğu ayrıca borçlu tarafından ödenmesi gereken tahsil ve başvuru harçlarının da taahhüt tutanağında gösterilmediğinden taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmaması nedeniyle beraatine karar verilmesi gerekeceği-