Dosya kapsamına göre,5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki hükmü karşısında, itirazın kabulü ile itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerekeceği-
Disiplin ve tazyik hapsinin bir "hapis" cezası olmadığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 2. maddesinde tanımlanan "disiplin hapsi" kavramı içinde kaldığı ve kısmî bir düzeni korumak amacıyla getirildiği, kişinin kendisinden beklenen yükümlülüğü yerine getirdiği takdirde de serbest kalacağı cihetle, sanığın 3 aya kadar hapsen tazyikine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde 1 ay hapsen tazyikine karar verilmesinde isabet görülmediği-
12. HD. 16.02.2021 T. E: 2020/9413, K: 1584-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 02/11/2018 tarihli taahhütnamede takip tarihinden bugüne kadar işlemiş faiz olarak 19.877,18 Türk lirası, yine takip tarihinden taahhüt tarihine kadar işleyecek faiz olarak 11.501,26 Türk lirası gösterilmiş ise de, bu iki faizin aynı dönemleri kapsayacak şekilde belirtilmesi nedeniyle taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faizin gösterilip gösterilmediği noktasında herhangi bir açıklık olmadığı gibi, alacaklının son ödeme tarihine kadar işleyecek faizden feragat beyanının da yer almadığı ve bu nedenlerle taahhüt tutanağında belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiği nazara alındığında, 11/12/2018 tarihli taahhütnamede; Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 06/03/2019 tarihli ve ... esas, 2019/3637 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere takibe konu Görele İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyasında haciz işleminin gerçekleştirilmiş olması karşısında 492 sayılı Harçlar Kanunu ekindeki yargı harçları tarifesinde belirtildiği üzere tahsil harcının %9.1 olarak belirlenmesi gerekirken %4.55 olarak belirlenmek suretiyle ödeme taahhüdünün bu miktar üzerinden alınması karşısında, taahhüdün geçerli olmadığı anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı-
Bir yargı teşkilatının kurulu olduğu her hangi bir bölgede birden fazla icra mahkemesi bulunuyor ise numara olarak sonraki icra mahkemesinin, itirazları incelemeye yetkili olduğu, tek bir icra mahkemesi bulunuyor ise asliye ceza mahkemesinin itirazları incelemekle görevli olacağı, somut olayda...Adliyesi Adli Yargı ... Komisyonunun yargı çevresi içerisinde icra mahkemesinin kurulu olmaması sebebiyle Asliye Hukuk mahkemelerinin icra ceza mahkemesi sıfatıyla görev yaptıkları, bu anlamda anılan yargı çevresinde bir adet icra mahkemesinin bulunduğunun kabulünün gerektiği cihetle,...3. Asliye Hukuk Mahkemesince itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek dosyanın görevli asliye ceza mahkemesine gönderilmesi gerekeceği-
Sanığın aynı borçtan dolayı 30/02/2018, 30/03/2018 ve 30/04/2018 tarihli taksitler nedeniyle ... 2. İcra Ceza Mahkemesinin 23/05/2018 tarihli ve 2018/554 Esas, 2018/811 Karar sayılı kararıyla 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan Kanun gereğince bir borçtan dolayı tazyik hapsinin süresinin üç ayı geçemeyeceği gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet bulunmadığı-- Sanığın ilk taksidin ödenmemesi nedeniyle ... 3. İcra Ceza Mahkemesinin 05/04/2018 tarihli ve 2018/167 Esas, 2018/467 Karar sayılı dosyası üzerinden verilen hapsen tazyik kararının 06/06/2018-07/06/2018 tarihleri arasında 1 günlük kısmının infaz edildiği gözetilmeden, 2 ay 29 güne kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken 3 aya kadar hapsen tazyik ile cezalandırılmak suretiyle hakkında fazla cezaya hükmedilmesinde isabet görülmediği-
Dosya kapsamına göre, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 271/2. maddesinde yer alan, "İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkında da karar verir." şeklindeki hükmü karşısında, itirazın kabulü ile itirazın konusu hakkında da bir karar verilmesi gerekeceği-
Taahhüdü ihlâl suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekâlet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 21/07/2017 tarihli taahhütnamede asıl alacak olarak 26.676,01 Türk lirası belirlendikten sonra, borcun ödeneceği 24/05/2017 tarihine kadar işlemiş ve işleyecek faiz ve BSMV olarak tek kalemde 1.972,35 Türk lirası belirtildiği anlaşılmış ise de, belirlenen bu faizin icra takibine kadar işlemiş, icra takibinden taahhüt tarihine kadar işlemiş ve taahhüt tarihinden son ödeme tarihine kadar işleyecek faiz olup olmadığı hususunda herhangi bir açıklık olmadığı cihetle işleyen ve işleyecek faiz miktarının taahhüt tutanağında açıkça gösterilmemesi sebebiyle belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı, dolayısıyla sanığın üzerine atılı suçun unsurlarının oluşmadığı-
Taahhüdü ihlal suçunun oluşması için taahhüt tutanağında toplam borç miktarının, işleyen ve işleyecek faizin, vekalet ücreti, icra harç ve giderlerinin birlikte belirlenerek borçlunun taahhüdüne esas olan miktarın açıkça gösterilmesi gerektiğinden, 13/08/2018 tarihinde alınan taahhütnamede yabancı para birimi üzerinden olan borç için alacaklının alacağını hangi tarihteki kur üzerinden talep ettiğinin gösterilmediği gibi, 110.000 Usd olan asıl alacağa ilişkin işlemiş faizin 1.309,59 Usd olarak gösterilmesine rağmen taahhüt tarihi olarak gösterilen 13/08/2018 tarihi ile borcun ödeme tarihi olarak gösterilen 21/11/2018 tarihi arasındaki işleyecek faizin gösterilmemiş olması, alacaklının bu işleyecek faiz alacağından feragat ettiğine dair bir beyanın da bulunmadığı nedenleriyle taahhütte belirsizlik bulunduğundan taahhüdün geçerli olmadığı-