Müşterek çocukların velayeti hususunda alınan bilirkişi raporunda velayetin davacı anneye verilmesinin müşterek çocukların yararına olacağı belirtilmiş, müşterek çocuklar da bilirkişiye verdikleri beyanlarında anneleriyle kalmak istediklerini açıkça ifade etmiş olmalarına rağmen velayetin anne yerine davalı babaya verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı-davacı kadının iki katlı evinin, arsasının bulunduğu, kendine ait evde oturduğu ve emekli geliri olarak düzenli ve sabit gelirinin bulunduğu için yoksulluğa düşmeyeceğinden nafaka talebinin reddinin gerektiği- Maddi ve manevi tazminat hesaplanırken tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaatin dikkate alınması gerektiği-
Davacı-karşılık davalının, çalışmakta iken boşanma davası sırasında kendi isteğiyle işinden ayrıldığının ve mali durumunun kocaya göre daha iyi durumda olduğunun anlaşıldığı, bu husus gözetilmeden davacı-karşılık davalı yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesinin doğru olmadığı-
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmaması gerekeceği-
Toplanan delillerden, velayet sahibi davalı-davacı annenin evlilik dışı olarak Isparta'da bir başka erkekle birlikte yaşamaya başladığının, bu kişiden iki çocuğu olduğunun, velayet davasına konu çocuğunu Kırıkhan'a annesinin yanına gönderdiğinin; çocuğa yeterince bakılmadığı gibi, gelişiminin de yetersiz kaldığının anlaşıldığı, velayet kamu düzeniyle ilgili olmakla, velayet düzenlemesini etkileyecek gelişmelerin hüküm verilinceye kadar değerlendirilmesinin gerekeceği-
Toplanan delillerden; tarafların uzun süredir fiilen ayrı yaşadıklarının ve her ikisinin de diğeriyle beraber yaşamaktan kaçındığının ve evlilik birliğine ilişkin görevlerini karşılıklı olarak yerine getirmediklerinin anlaşıldığı, gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin, tarafların eşit kusurlu davranışlarıyla temelinden sarsıldığının kabulünün gerekeceği-
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği-
Davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının çok olduğu-
Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ağır kusurlu olmayan, her hangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Toplanan delillerden;davacı kadının güven sarsıcı beyanları içeren telefon mesajları gönderdiğinin, davalı kocanın eşini evden kovduğunun, ayrıca tarafların birbirlerine karşılıklı hakaret ettiğinin ve fiziksel şiddet uyguladıklarının anlaşıldığı, gerçekleşen bu duruma göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya neden olan olaylarda, tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulünün gerekeceği-