Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı, toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının kusurlu olmadığının, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığının, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin gerçekleştiği, o halde, davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddinin doğru olmadığı-
Davacı-davalı kocadan daha fazla kusurlu olmadığı anlaşılan davalı-davacı kadına yoksulluk nafakası verilebilmesi için, boşanmayla yoksulluğa düşecek olmasının gerekeceği-
Kocanın eşini, kendine ait işyerinde rızası hilafına çalıştırdığı, evden kovduğu ve üzerine saldırdığı; kadının da; kocasına, başkalarının yanında " sen erkek değilsin" diyerek aşağıladığı ve ısrarla başka birini sevdiğini söylediği anlaşılmakla boşanmaya neden olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, bu nedenle eşit kusurlu olan taraf yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Başka erkeklerle SMS yoluyla mesajlaşan ve gittiği yerler hakkında kocasına gerçek dışı beyanlarda bulunan davalının boşanmaya sebep olan olaylarda daha fazla kusurlu kusurlu olduğu- Dava kabul edildiği halde, davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davacı-karşılık davalı K. 2011 tarihinden ileriye yönelik olarak nafaka talebinden feragat ettiğinden, bu konuda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği- Davalı-karşılık davacı vekili temyizden feragat ettiğinden K. 2011 tarihinden sonrasına ilişkin tedbir ve yoksulluk nafakası kararı hariç olmak üzere temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği-
Kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu-Boşanmaya sebep olan olaylarda karşı taraftan daha ağır kusurlu olmayan, herhangi bir işi ve geliri bulunmayıp boşanmayla yoksulluğa düşeceği sabit olan kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına ve TMK. mad. 185/3 ve 186/3 uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda karşı taraftan daha ağır kusurlu olmayan, herhangi bir işi ve geliri bulunmayıp boşanmayla yoksulluğa düşeceği sabit olan davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına ve TMK. mad. 185/3 ve 186/3 uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Evliliğin nikah akdi ile kurulacağı, nikah akdi yapıldıktan sonra eylemli olarak evlilik birliği kurulmasa bile, evlenme akdinin taraflarının (eşler) evlenmenin hükümlerine tabi olacağı, toplanan delillerden; davalı-davacı kadının, davacı-davalı eşinin ekonomik gücünü aşan eşyalar istediği, kayınvalidesine “şizofren” dediği, davacı-davalının da eşini sürekli aşağıladığı, hakaret ettiği, kolunu çekip bileğini kıvırdığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, nikahtan sonra yapılması kararlaştırılan düğünü iptal ettiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı-davacı kadın da kusurlu olmakla birlikte davacı-davalı kocanın daha ağır kusurlu olduğunun anlaşıldığı-
Şarta bağlı feragatin davayı sona erdirmeyeceği-
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı-