Karşı dava olarak açılan davalarda İcra Hukuk Mahkemesi görevli olmakla birlikte bağımsız olarak açılan tasarrufun iptali davalarında İİK’nun 281. maddesindeki düzenleme karşısında genel mahkemelerin görevli olduğu-
Haczin ödeme emri tebliğ edilen ve mahkeme ilamında borçluya ait olduğu belirtilen adreste yapıldığı, davacı şirketin borcun doğumundan sonra kurulduğu, davacı şirket kurucusunun borçlunun oğlu olduğu, aralarında alacaklıdan mal kaçırma amaçlı muvazaalı işlemler bulunduğu gerekçesiyle üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddi gerektiği-
Mahkemece öncelikle, davalı alacaklı tarafından açılan itirazın iptali davasının akibetinin araştırılmasının gerekeceği, şöyle ki; bu dava kapsamında borçlunun icra dosyası kapsamında borçlu olmadığının tespiti halinde, davaya konu mallar üzerindeki hacizler kendiliğinden kalkacağından, davanın konusuz kalacağı, bu durumda; Mahkemece, konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin gerekeceği, itirazın iptali davası neticesinde, borçlunun borcu bulunduğunun tespiti halinde ise, istihkak davasının esasının incelenmesinin ve toplanan ve toplanacak tüm deliller kapsamında bir hüküm kurulmasının gerekeceği- Alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için İİK.97/13 kapsamındaki tüm koşulların bir arada bulunmasının, buna göre üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddinin yanı sıra takibin ya da satışın ertelenmesi kararının bulunmasının ve bu kararın infaz edilmesinin gerekeceği-
İstihkak davalarının İİK’nun 97/11. maddesi gereğince genel hükümler dâhilinde basit yargılama usulüne tabi oldukları, 6100 sayılı HMK'nın 320/son maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa,davanın açılmamış sayılacağı, eş anlatımla, dosyanın takip edilmediği gerekçesiyle işlemden kaldırılmasından sonra; yeniden takipsiz bırakılırsa, doğrudan davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği-
Borçlunun başvuru ile takibin iptaline karar verildiğinden, haczin kendiliğinden düşmüş olacağı ve istihkak davasının konusuz kalacağı- Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve yargılama giderinin de dava açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerektiği-
İİK. 97/13 gereğince alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddinin yanı sıra teminat karşılığında takibin ya da satışın ertelenmesi kararının da verilmesi ve teminatın da yatırılmış olmasının gerektiği, tazminat miktarının geciken miktarın %20'sinden az olamayacağına dair kanun değişikliğinin -yürürlük tarihi olan- 05.07.2012 tarihinden itibaren derhal uygulanması gerektiği-
İstihkak davasının dinlenebilmesi koşullarından birisinin de "geçerli bir alacağa dayalı takip yapılmış olması" olduğu- Davalı 3. kişinin, "takip konusu alacağın gerçek olmadığını gerçek bir alacak ilişkisi bulunmadığını, takibin danışıklı olduğunu iddia ettiği"; takip dayanağı bono 250.000,00 TL üzerinden ve nakten alınan para için borçlanılmış olduğu, bu miktar paranın ne sebeple verildiği hususunun aydınlatılmamış olduğu, borçlu hakkında takip kesinleşmesine rağmen hakkında hiçbir işlem yapılmamış olduğu görüldüğünden, öncelikle, takip konusu alacağın gerçek bir alacak olup olmadığı hususunun, mahkemece, takip dayanağı bononun düzenlenme nedeni ve tacir olan borçlu şirket kayıtlarında girdisinin olup olmadığı, borçlular ve alacaklı arasında bu borcun doğumunu gerektiren ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, gerekirse konusunda uzman bilirkişiler aracılığı ile alacaklı ve borçluların ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak saptanması gerektiği-
İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın %40'ından (02.07.2012 tarihinde 6352 sayılı Kanun'un 19. maddesi ile yürürlüğe giren bu değişiklik nedeni ile bu tarihten itibaren ise %20'den ) aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunması gerekeceği- Davacı-karşı davalı üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine, takibin devamına karar verilmiş olmasıyla, üzerinde haciz bulunan mahcuzlar hakkında davalı karşı davacı alacaklı için artık satış isteme imkânı doğmuş olduğu ve karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davası artık konusuz kaldığı-
Haciz yerinde hazır bulunan ve istihkak iddiasında bulunan kişinin lehine istihkak iddiasında bulunduğu şahıs firmasının yetkilisi olup olmadığına ilişkin getirtilen ticaret sicil kayıtlarında istihkak iddiasında bulunan kişinin 3. kişiye ait şahıs firmasının yetkilisi olmadığının belirlendiği, haciz yerinde istihkaka yönelik beyanda bulunan kişinin şahıs firmasının ortağı olmadığı gibi herhangi bir şekilde yetkilisi de olmadığı, bu durumda haciz sırasında istihkak iddiasında bulunan kişinin, 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunmasının geçerli olmadığı, dava konusu yapılan haciz uygulaması nedeni ile İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen yasal 7 günlük süre içinde istihkak iddiasında bulunulmadığından, usulüne uygun istihkak iddiası olmadığından, davanın ön koşul yokluğu nedeniyle, geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığından dolayı hukuki yarar yokluğundan reddi gerekeceği-
İİK’nun 97/13. maddesi uyarınca alacaklı yararına tazminata hükmedilebilmesi için hangi mahcuzlar yönünden takibin ya da satışın durdurulması kararı verildiği hususları gerekçede belirtilip tartışılmadan ve tazminat oranının da 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik uyarınca 05.07.2012’den itibaren geçerli olmak üzere %20 olarak değiştirildiği dikkate alınmadan hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Hacze konu eşyaların bir kısmı ile ilgili fatura sunulamadığı, diğerleri için sunulan faturaların da borcun doğumundan sonra düzenlendiği ve bunların çoğu ile ilgili ödeme kayıtlarının yer almadığı, ticari defterin usulüne uygun tutulmadığının bilirkişi incelemesi ile saptandığı, bu koşullarda hacze konu eşyalar yönünden istihkak iddiasının reddine karar verilmesi gerekeceği-