İstihkak davalarının, İİK. mad. 97/11 uyarınca genel hükümler dahilinde basit yargılama usulüne tabi olduğu, davanın esasına yönelik ret kararı verildiğine göre; karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği, davalı alacaklı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu- Borçlular ile üçüncü kişi arasında organik bağ bulunduğu, üçüncü kişinin haciz adresine gidip gelmediğinin belirlendiği, borçlu şirketin ve haczin gerçekleştiği işyerinin aynı aileye mensup kişilerce idare edildiği, muvazaalı olarak bir kısım evrakın üçüncü kişi adına düzenlendiği anlaşıldığından üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının reddine karar verilmesi gerektiği--
Taraflar arasındaki istihkak iddiasın da, satıcı firma üçüncü kişi ya da finansal kiralama sözleşmesindeki kiralayan şirket olmadığından, mahkemece anılan şirketin ve borçlunun iş ortağı olan şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilip incelenerek davacı şirket ile organik bağ içinde olup olmadıklarına bakılması, gerçek bir satışın yapılıp yapılmadığının ticaret sicil kayıtları üzerinden yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi (satış tarihi, ödeme hususlarına özellikle bakılması), bundan sonra borcun doğum tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapılıp yapılmadığı hususunun değerlendirilerek toplanacak delillere göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin istihkak davası şeklinde nispi harç yatırmak sureti ile icra mahkemesine yaptığı başvurunun incelenmesi, borçluların şikayetinden ayrı bir yargılama usulüne tabi olup temyiz mercileri de farklı olduğundan, her üç dosyanın birleştirilerek tek dosya üzerinden yargılamanın yürütülüp sonuçlandırılmasının isabetsiz olduğu, mahkemece, istihkak davası konusunda tefrik kararı verilerek sonuca gidilmesi gerekirken borçluların 6361 s. K.'nun 28. maddesinden kaynaklanan şikayeti ile birleştirilerek hüküm verilmesinin isabetsiz olduğu-
Haciz işleminin takip adresi dışında başka bir adreste yapılmış olduğu, haciz esnasında istihkak iddiası ileri süren kişinin davalı borçlunun amcasının oğlu olduğunu beyan eden ve kimlik tespiti yapılmak istendiğinde arabada unuttuğu bahanesiyle haciz mahallinden uzaklaşan kişinin varlığından bahsedildiği ve bu kişinin davalı borçlu şirket yetkilisi olduğu hususunun davalı alacaklı tarafından ispat edilmesi gerektiği, işbu davada mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğu, bu doğrultuda ispat yükü davalı alacaklıda olduğundan, davalı alacaklının dosyaya sunmuş olduğu deliller ile üçüncü kişi lehine olan karineyi çürüttüğünden bahsedilemeyeceğinden, bu sebeple ispat külfeti kendisine düşen davalı alacaklının karinenin aksini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği--
Haciz mahallinde birisi mahkemenin başka bir dava dosyasında davacı olan kişiye ait olduğu iddia edilen ve anılan davada hacze konu yapılan arpa ile diğeri eldeki davada davacıya ait olduğu iddia edilen hacze konu saman balyaları olmak üzere iki ayrı cins menkul söz konusu olduğu, davalı alacaklının bütün menkullerin borçlu şirkete ait olduğu yönünde iddiada bulunduğu, borçlu şirket tarafından kesilen faturadan borçlu şirketin tohum işiyle uğraştığının görüldüğü, borçlunun bu samanları davacıya sattığına dair dava dosyasında delil bulunmadığı, davacının dosyaya balya makinesine ait fatura sunduğu, tohum işiyle uğraşan borçludan saman alındığı iddiasıyla haciz yaptıran alacaklının bu hacizde kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davacı üçüncü kişinin açtığı davanın kabulü ile karar kesinleştiğinde menkuller üzerindeki haczin kaldırılmasına, dava konusu menkullerin değerinin %15'i oranındaki tazminatın davalı alacaklıdan alınıp davacı üçüncü kişiye verilmesine karar verilesinin isabetli olduğu- Üçüncü kişinin açtığı istihkak davasında, davanın esasına yönelik kabul kararı verildiğine göre; karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği--
İstihkak iddiası üzerine icra müdürlüğü tarafından İİK'nun 97/1 maddesindeki prosedürün işletilmesi gerektiği, İİK'nun 97/6 maddesi gereği prosedürün işletilmemesi halinde, dava açma süresi henüz başlamayacağından 3.kişi, hacizli mal satılarak bedeli alacaklıya ödeninceye kadar istihkak davasını açabileceği-
Hesaplama yapıldığında 2014 yılında icra mahkemelerince istihkak davaları sonucunda verilecek kararların temyiz edilebilmesi için, temyiz konusunun 5.440,00 TL’sının üzerinde bulunması gerekeceği-
Şikayetçi üçüncü kişi banka tarafından icra müdürlüğüne verilen dilekçe ile haczedilen hisselerin üzerinde rehin hakları olduğunun kabulünün talep edildiği, icra müdürlüğünce, ibraz edilen belgelerden rehnin varlığının anlaşılamadığı gerekçesi ile şikayetçinin talebinin reddedildiği, bunun üzerine şikayetçinin icra müdürlüğünün anılan kararının iptali ile hisseler üzerinde rehin hakkının mevcudiyetine karar verilmesi istemiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşıldığında, takip dosyasında borçlu sıfatının bulunmayan üçüncü kişi bakanın mahcuzlar üzerinde rehin hakkı olduğunu ileri sürmek suretiyle istihkak iddiasında bulunduğu sonucuna varılarak (HMK. mad. 33), mahkemece, eksik harç tamamlattırılıp taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların iddia ve savunmaları tesbit edilip varsa delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak iddiası ile üçüncü kişi tarafından açılan davada tarafların iddia ve savunmalarının araştırılması için taraf teşkilinin sağlanması, duruşmalı inceleme yapılması, taraflarca sunulan kanıtların yargılama sırasında değerlendirilerek taraflara da bu konuda beyanda bulunma olanağının tanınmasının gerektiği-
Feragatin kati bir hükmün sonuçlarını doğuracağı ve hüküm kesinleşinceye kadar davanın her aşamasında mümkün olduğu (HMK. mad.310)-