Muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğu-
Tebligatta muhatabın adreste bulunmama sebebi, tevziat saatlerinde dönüp dönmeyeceği belirtilmediği gibi, komşunun isim ve imzası alınmadan, imzadan imtina ettiği şerhi yazılmadan tebliğ işlemi yapıldığından tebligatların usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği ve mahkemece, itiraz süresinde kabul edilip borca itirazların İİK. mad. 169/a kapsamında incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Takip dosyasında vekaletname bulunduğundan vekile tebligat çıkarılmasında bir usulsüzlük bulunmayıp, vekilin satış ilanı tebliğinden önce istifa ettiği veya azledildiğine ilişkin belge ibraz edilmediğinden vekile yapılan tebligatın usule uygun olduğu; mahkemece, şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği- Borçlunun yurt içindeki üç farklı adresine yapılan tebligatların iade edilmesi üzerine, mernis kaydı da bulunmadığından Teb. K. mad. 35 uyarınca ödeme emri tebligatının borçluya tebliğinin usulsüz olmadığı, bu nedenle tebligatın iptaline karar verilmesi doğru olmayıp, öğrenme tarihine göre tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği- 
İcra mahkemesinin kararında takip borçlusu vekil ile temsil edildiğinden ve takip dosyasından gönderilen ikinci ödeme emrinde borçlunun vekiline yer verilerek tebligat da bu vekile yapıldığından, alacaklının takibe dayanak belgelere göre borçlunun vekili olduğunu bildiği ve buna göre takip dosyasından vekile tebligat çıkarıldığından tebliğ tarihine göre itirazın süresinde kabul edilerek takibin durmasına karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat adresinin borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi olması halinde, bu adrese Teb. Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebligatın yapılması gerektiği, muhatabın adreste bulunmaması halinde, bunun nedeninin araştırılması ve tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin tespit edilmesi gerçek kişiler yönünden zorunlu olup, hükmi şahısların sıfatı ve niteliği itibari ile böyle bir araştırmanın yapılmamış olmasının tebligatın usulsüzlüğü sonucunu doğurmayacağı -
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Şikayetçi borçlunun  aynı zamanda mernis adresi olan bilinen adresine  tebligat çıkartıldığı, tebligatın iade gelmesi sebebiyle bu kez aynı adrese T.K.'nun 21/2. maddesine göre tebligat çıkartıldığı, tebliğ evrakı üzerinde sadece ''mernis adresi'' ibaresinin yer aldığı, dağıtıcı tarafından "gösterilen adres muhatabın aks adresi olup, tebliğ imkansızlığı nedeniyle Tebligat Kanununun 21/2 maddesi gereğince tebliğ evrakı Yeni Mahalle Muhtarı E. Y.'a teslim edildi ve 2 nolu haber kağıdı düzenlenerek adresin kapısına yapıştırılmıştır " kaydı  ile tebliğ işleminin tamamlandığı anlaşılmış olup sözkonusu tebligat, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine uygun olarak çıkartılmadığı için usulsüz olduğundan, mahkemece, borçlunun tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile  borca itirazın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Usulsüz tebligata ilişkin başvuruda "gecikmiş itiraz"dan bahsedilmiş olmasının şikayetin incelenmesine engel olmayacağı (HMK. mad. 33)- Tebligat Kanunu'nun 16. maddesine göre tebliğ tarihinde muhatabın adreste bulunup bulunmadığının, borçlunun tebliğ işlemine hangi tarihte muttali olduğunun ve şikayetin süresinde olup olmadığının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tebliğ memuru tarafından tutulan ve imzalanan tutanağın, İİK. mad. 8/son maddesi uyarınca hilafı sabit oluncaya kadar geçerli olduğu- Tebliğ yapılan işçinin tebliğ tarihi itibariyle borçlunun çalışanı olup olmadığı hususunun kolluk marifetiyle emniyet tarafından o binada eski tarihlerden beri oturan kişilere sorulup yöntemince araştırılarak oluşacak sonuca göre ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna ilişkin başvuru hakkında karar verilmesi gerektiği-
Borçluya satış ilanının tebliğ edilmemiş olması veya usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu- Teb. K. Mad. 21/2 gereğince, tebligat yapılacağına dair tebliğ evrakı üzerine kayıt düşülmesi zorunlu olup; tebligatı çıkaran mercii tarafından söz konusu şerh verilmeden dağıtıcı tarafından bu maddeye göre tebliğ işlemi yapılamayacağı-