Satış ilanının vekil yerine asile tebliği usulsüz olup, bu hususun başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu, o halde mahkemece şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Vekil ile takip edilen işlerde, tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu- Şikayete konu hacze ilişkin 103 davetiyesi ve kıymet takdiri raporunun şikayetçi borçlu vekiline tebliğ edildiği, bu tarih itibari ile süresinde haczedilmezlik şikayetinde bulunulduğundan, mahkemece şikayetin esası incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Gerçek kişilere, TK. mad. 35 gereğince tebligat yapılabilmesi için, daha önce aynı adreste muhataba usulüne uygun bir tebligatın yapılmış olmasına rağmen, muhatabın adres değişikliğini bildirmemiş olması ve adres kayıt sisteminde bir adresinin bulunmaması gerektiği-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılmasının zorunlu olduğu ve asile yapılan tebligatın hüküm ifade etmeyeceği; yeni icra emrinin, mahkeme dosyasında borçlunun kendisini vekille temsil ettirdiğinin anlaşılmasına rağmen, borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmiş olması nedeniyle yapılan tebligatın yok hükmünde olduğu, mahkemece borçlu asile yapılan icra emri tebliği işleminin iptaline karar verilmesi gerekeceği -
Satış ilanının usulüne uygun olarak borçluya tebliğ edilmemiş olmasının başlı başına ihalenin feshi sebebi sayılacağı- Borçlu şirketin, tebliğ işleminin yapıldığı tarih itibariyle ticaret sicilinde kayıtlı olduğu yere tebligat çıkarılmaksızın, şube adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan satış ilanı tebliğ işleminin, aynı maddenin 4. fıkrası hükmüne aykırı olmakla usulsüz olduğu-
Satış ilanı tebliğinin, şikayetçinin tebliğ tarihinden önce azlettiği vekile yapıldığı ve bu azlin, şikayetçinin alacaklı olduğu takip dosyasına yeni vekil tarafından tebliğ tarihinden önce bildirildiği anlaşıldığından, tebliğ tarihinde şikayetçinin vekili konumunda olmayan vekile yapılan tebligatın geçerli olmadığı- Mahkemece, haciz alacaklısı şikayetçi üçüncü kişinin, "tapudaki ilgili" sıfatını haiz olmasına ve dolayısıyla satış ilanı tebliğinin zorunlu bulunmasına rağmen, anılan yasal zorunluluğun yerine getirilmemesi nedeniyle ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa; muhatabın bulunmadığı tebligat evrakına şerh edilerek tebligatın kendisi ile beraber aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılabileceği- Kendisine tebliğ yapılacak şahsın, tebligat yapılan kişiyle aynı konutta oturmadığını ileri sürmesi durumunda; mahkemece, borçlunun, satış ilanı tebligatını alan yakını ile aynı dairede oturup oturmadığı konusunda delillerinin toplanıp, borçlunun adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden adres bilgileri celbedildikten sonra zabıta araştırması da yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen tebligat usulsüzlüğünün temyiz aşamasında dikkate alınamayacağı-
Muhatabın tevziat saatlerinde bulunmaması sebebiyle tebligatın Teb. K. mad. 21/1uyarınca muhtara tebliğ edildiği, komşunun isim ve imzadan imtina ettiği, tebligatta muhatabın adreste bulunmama sebebi, tevziat saatlerinde dönüp dönmeyeceği belirtilmediği gibi, komşunun isim ve imzası alınmadan, imzadan imtina ettiği şerhi yazılmadan tebliğ işlemi yapıldığından, tebligatın usulsüz olduğu ve bu durumda, mahkemece şikayetin kabulü ile Teb. K. mad. 32 uyarınca tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan ilamlı icra takibine karşı borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda; kendisine gönderilen icra emri tebliğ işleminin usulsüzlüğünü ileri sürmesi durumunda; mahkemece, öncelikle tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı tesbit edilmesi, usulüne uygun olmadığının ve başvurunun süresinde olduğunun belirlenmesi halinde borçlunun esasa ilişkin iddialarının incelenmesinin gerektiği-