Tebligat Kanunu'nun ilanen tebliğ yapılmasına ilişkin hükümleri içerir yasa maddelerine ve yönetmelik hükümlerine uygun şekilde yeterli araştırma yapılmaksızın ilanen tebliğ yapılmasına karar verilip uygulandığının anlaşıldığı-
Borçluya çıkarılan ödeme emri tebliğinin Tebligat Kan.'nun 16 ve 20. maddelerine uygun yapıldığı-
Mahkemece tebligatın usulsüzlüğü kabul edildiğine göre, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca ödeme emrinin iptaline de karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu M. S. Ş.'ın "..." adresine gönderilen ödeme emrinin 05.12.2013 tarihinde muhatabın adresten ayrıldığı, borçlu M.  Ş.'ın "..." adresine gönderilen ödeme emrinin ise 04.12.2013 tarihinde muhatabın adreste tanınmadığı gerekçeleri ile iade edildiği, bu kez adı geçenlerin mernis adreslerine gönderilen ödeme emirlerinin ise TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmakta ise de, ödeme emri tebliğ mazbatalarında “Mernis Adresi” şerhi bulunmakla birlikte “adresin, muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek bu adrese Tebligat Kanunu'nun 21/2.maddesine göre tebligat yapılacağına dair meşruhat bulunmadığından tebligatlar Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesine uygun olarak çıkartılmadığı için usulsüz olduğu, o halde mahkemece, borçluların, tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetlerinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihlerinin öğrenme tarihlerine göre düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece şikayetçinin takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamelerinden ve kesinleşen haciz ihbarnamelerine istinaden davacının gayrimenkulleri üzerine konulan hacizlerden davalı tarafça taahhütlü olarak gönderilen bilgilendirme yazısını bizzat teslim almaları üzerine haberdar oldukları sonucuna varılmış ise de alacaklı tarafça bizzat yapılan bu bildirim şikayetçi tarafından açıkça kabul edilmedikçe tebligatlardan bu tarihte haberdar olduğu sonucunu doğurmayacağı-
Tebliğin takiple aynı gün yapılması, hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi; dağıtıcıya verilen tarihten önce tebligatın yapıldığının kabulünün de mümkün olmadığı-
Mahkemece ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna ilişkin şikayeti inceleyen icra mahkemesinin ilamının sonucunun beklenilerek tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Tebliğin, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak kabul edileceği-