Şikayetçi şirketin takipte borçlu olarak gösterilen şirket olmadığının, dolayısıyla takipte üçüncü kişi olduğunun tespit edilmesi halinde yata ilişkin haczin kaldırılması isteminin değerlendirilmesi, şikayetçi şirketin, takip talebinde ve dolayısıyla takipte borçlu olarak gösterilen şirket olduğuna karar verilmesi halinde, örnek (7) ödeme emrinin tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirketin ticaret sicil adresinin tespit edilerek, ödeme emrinin, borçlu şirkete, ticaret sicil adresinde usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediğinin belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tebliğ olunan evrakı tesellüm edenin adresini ihtiva eden (2) numaralı örneğe uygun olarak düzenlenen ihbarnamenin gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırıldığına ilişkin şerhin tebliğ belgelerinde bulunmaması halinde tebligatın usulsüz olacağı-  Şikayet dilekçesinde haczi öğrendiğini ileri süren borçlunun usulsüz tebligatlardan haberdar olduğunu beyan ettiği tarihin tebligatların tebliğ tarihi sayılacağı-
Tebligatta, muhatabın adreste bulunmadığını işte olduğunu beyan eden komşunun ismi belirtilmeden, imzası alınmadığı gibi imzadan imtina durumu da saptanmamış olduğundan, tebliğ işleminin, 7201 s. Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine aykırı yapılmış olduğu-
PTT Müdürlüğü'nün yazı cevabından, TK'nun 21/2. maddesine göre tebliğ işlemi yapılabilmesi için gerekli olan ve yukarıda açıklanan şerhin tebliğ mazbatasına yazılıp yazılmadığı, bunun yanı sıra, tebligat üzerinde muhtarın kaşe ve imzası ile dağıtıcı kaşe ve imzasının bulunup bulunmadığı da anlaşılamamış olduğundan, satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olarak yapıldığının kabulüne imkan bulunmadığı ve mahkemece, usulsüz tebligat şikayetinin kabul edilerek, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihe göre, tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Tebligatın usulsüz olması halinde,muhatabın beyan ettiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edileceği ve beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemeyeceği, mahkemece; borçlunun ödeme emri tebligatını öğrendiği tarihin, icra takip dosyası kapsamındaki belgeler ile tarafların beyan ve belgeleri incelenip değerlendirilerek tespit edilmesi gerektiği-
Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilen ihbarnamelerin tebliği sırasında  adresinde bulunmayan muhatapların tevziat saatinden sonra adreslerine dönüp dönmeyeceğinin tespit edilerek tebliğ evrakına şerh edilmediği, bu durumda şikayetçilere yapılan 89/1 haciz ihbarnamesi tebliğ işleminin T.K.'nun 21/1. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30/1. ve 35. maddelerine aykırı olduğu, yine şikayetçilere gönderilen 89/2 haciz ihbarnamelerinin ise “Belirtilen adres kapalı olduğundan muhatap komşusu 12 nolu Daire soruldu... nerede olduğu bilinmiyor... Daire mesai saatlerinde sürekli kapalı...olduğunu beyan edip imzadan imtina etmiştir. Tebligat mahalle muhtarlığına tebliğ edilerek muhatabın kapısına 2 nolu haber kağıdı yapıştırılarak komşusu 12 nolu Daire haber verilmiştir” şerhi ile Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, ihbarnamelerin tebliği sırasında, muhatapların adreste bulunmama sebebini, tevziat saatlerinden sonra adreslerine dönüp dönmeyeceklerini, döneceklerse ne zaman dönecekleri tevsik edilmeden ve komşu ismi alınmadan yapılan tebliğ işlemlerinin 7201 sayılı Kanun'un 21/1. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 35.maddelerine aykırı olduğu-
Tebligatta yer alan “sözlü beyanı” ifadesinin, imzadan imtina edilip edilmediğinin belirtilmemiş olması karşısında tebligatı usulüne uygun hale getirmeyeceği-
Tebligatta, tebliğ memuru tarafından muhatabın çarşıda olduğunu beyan edenin adı ve soyadınını belirtilmediği ve imzasının alınmadığı veya imzadan çekinme durumu belirlenmeden muhtara tebliğ ve 2 nolu fişin kapıya yapıştırılması ile tebliğ işlemini tamamladığı görüldüğünden, bu hali ile satış ilanı tebliğ işleminin, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesi ile Yönetmeliğin 30. maddesi hükümlerine aykırı olup usulsüz olduğu-
Ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu şikayetinde bulunulduğunda tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesi ile yetinilmesi gerektiği ayrıca ödeme emrinin iptaline dair hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Gecikmiş itirazın ön koşulunun usulüne uygun bir tebligatın yapılması olduğu- Usulsüz tebligata ilişkin başvuruda "gecikmiş itiraz"dan bahsedilmiş olmasının şikayetin incelenmesine engel olmayacağı (HMK. mad. 33)-