İlamda «davalının/davacının vekille temsil edildiği»nin açıkça yazılı olması halinde, ayrıca takip dosyasına vekaletname sunulmasına gerek bulunmadığı–
Şirket adına çıkarılan tebligatın «sahibine» kaydıyla yapılamayacağı–
İcra emrinin ilâmda adı yazılı olan vekil yerine asile tebliğ edilmesi halinde «usulsüz tebligat» söz konusu olmadığından, Teb. K. mad. 32 hükmünün uygulanmayacağı, borçlunun (vekilinin) «icra emrinin iptalini» istemekle yetinebileceği, şikayetle birlikte borcun esasına yönelik itirazlarında bildirilmesi zorunluluğu bulunmadığı–
Yabancı memlekette oturanlara ilanen tebligat yapılması gereken hallerde, tebliği çıkaran mercinin, tebliğ olunacak evrak ile ilam suretini, yabancı memlekette bulunan kimsenin bilinen adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla göndermesi ve posta makbuzunu dosyaya koyması gerektiği–
Tebliğ tarihinde yurt dışında/içinde seyahatta bulunduğunu belgelendiren borçlunun -tebligatı öğrendiği tarihten itibaren üç gün içinde başvuruda bulunmak koşulu ile- gecikmiş itirazda bulunabileceği–
İşyerinde; borçlunun «daimi memur ve müstahdemleri» dışındaki -«iş ortağına», «arkadaşına»- kişilere yapılan tebligatın usulsüz sayılacağı–
Borçlunun -«ödeme emri tebligatın usulsüz yapılmış olduğunu» ileri sürerek- «ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesini» istemekte hukuki yararının bulunduğu-