İcra mahkemesinin (tetkik merciinin) «tebligatın usulsüz olduğu»nu -bu konuda ilgililer (borçlular) tarafından usulüne göre, süresi içinde yapılmış bir şikayet bulunmadıkça- kendiliğinden gözetemeyeceği–
Vekille takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu ise de asile yapılan tebliğ üzerine borçlu vekili tarafından süresi içerisinde itiraz ve şikayette bulunulmuş olması halinde «asile çıkarılan icra/ödeme emrinin iptali»nin istenmesinde hukuki yararın bulunmayacağı–
Tebligat Kanununun 17. maddesi uyarınca tebligat yapılabilmesi için «işyerinin borçluya ait olması» ve «tebligat yapılan kişinin de daimi memur veya müstahdem konumunda bulunması» gerektiği–
Noterlikçe düzenlenen sözleşmedeki adresinden, adres bırakmadan ayrılmış olan borçluya -daha önceden tebligat yapılmadan da- Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılabileceği–
Tebligat yapılacak kişilerin, o davada hasım olarak ilgisi varsa muhatap adına, hasma tebligat yapılamayacağı–
Otel niteliğindeki işyerinde bulunan borçluya tebligatın yapılmasını orasını idare eden veya orasının âmirinin sağlayacağı, bu nedenle «...birlikte sakin ..... imzasına» yapılan tebligatın geçerli olmayacağı–