Meskende, işyerinde tebligat yapılabilecek «daimi işçiye» yapılan tebligatın Tebligat Kanununun 16. maddesine aykırı olacağı–
İlanen tebligat yapılabilmesi için «muhataba Teb. K. ve Teb. Tüz.’ne göre tebligat yapılamamış olması» «yapılan soruşturmaya rağmen ikametgahının meskeninin/işyerinin tesbit edilememiş olması» gerektiği–
Tebliğ belgesinin «tebliğ tarihi»ne ilişkin uyuşmazlığın (şikayetin), icra mahkemesince (tetkik merciince) duruşma açılarak, tebligatı yapan memurun tanık olarak dinlenmesi ve PTT Müdürlüğündeki o tebligatla ilgili belge ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle çözümlenebileceği–
Tebligat Kanununun 35/I. maddesinin uygulanabilmesi için; borç luya daha önce geçerli bir tebligat yapılmış olması gerektiği–
İcra emrinin «vekil» yerine «asil»e tebliğ edilmiş olmasına rağmen, vekil tarafından süresinde icra mahkemesine (tetkik merciine) borca itiraz sebeplerinin bildirilmiş olması halinde, «icra emrinin vekile tebliğ edilmemiş olması» nedeniyle, «icra iptaline» karar verilemeyeceği–
Borçlu adına gönderilen tebligatın -alacaklı yanında çalışan bir kişi gibi- alacaklının hakimiyet sahasında çalışan kişiye tebliğ edilmiş olmasının, Tebligat Kanununun 39. maddesine aykırı olacağı–
MK.nun 166/IV’e dayalı davalarda, retle sonuçlanan önceki boşan-ma davası sonucunda verilmiş olan kararın 7201 sayılı Tebligat Kanunun 21. maddesiyle Tebligat Tüzüğüne uygun olarak tebliğ edilip edilmedi-ğinin ve kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması gerekeceği–
Noterlerin Tebligat Kanununun 35. maddesine göre işlem yapamayacakları fakat «ilanen tebligat» yapmalarını engelleyen bir hüküm de bulunmadığı-
Haciz sırasında hazır bulunan borçlunun, bu tarihte takipten ve ödeme emrinden (ödeme emrinin usulsüz tebliğinden) haberdar olmuş sayılacağı ve şikayet süresinin bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı–