Fabrikada tebliğin yapılmasını o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın âmirinin sağlayacağı, doğrudan doğruya «fabrika sekreteri»ne tebligat yapılamayacağı–
Noterlikçe düzenlenen sözleşmedeki adresinden, adres bırakmadan ayrılmış olan borçluya -daha önceden tebligat yapılmadan da- Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılabileceği–
Hastahanede tebligatın yapılmasını, o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın âmirinin sağlayacağı, doğrudan doğruya «birlikte nöbetçi hemşire» imzasına tebligat yapılamayacağı–
İcra emrinin «vekil» yerine «asil»e tebliğ edilmiş olmasına rağmen, vekil tarafından süresinde icra mahkemesine (tetkik merciine) borca itiraz sebeplerinin bildirilmiş olması halinde, «icra emrinin vekile tebliğ edilmemiş olması» nedeniyle, «icra iptaline» karar verilemeyeceği–
Mübaşir (odacı) vasıtasıyla ödeme emrinin borçluya tebliğ edilebileceği, bu şekilde yapılan tebligatın Tebligat Kanunu’nun 2. maddesine göre geçerli olacağı–
İcra mahkemesinin (tetkik merciinin) «tebligatın usulsüz olduğu»nu -bu konuda ilgililer (borçlular) tarafından usulüne göre, süresi içinde yapılmış bir şikayet bulunmadıkça- kendiliğinden gözetemeyeceği–
Muhatap adına tebligat yapılan kişinin gerçekte «tebliğ tarihinde muhatap ile birlikte -aynı çatı altında- oturmadığı» hususunun icra mahkemesinde (tetkik merciinde) tanık dahil her türlü delille (ikametgah belgesi, elektrik ve su faturaları vb. ile) ispat edilebileceği–
Şikayet süresi «şikayete konu işlemin öğrenildiği tarihten itibaren» işlemeye başlayacağı, şikayete konu memurluk kararının ilgiliye tebliğ edilmemiş olması ve ilgilisi tarafından öğrenildiğine dair dosyada kanıt bulunmaması halinde, ilgilinin belirttiği öğrenme tarihine itibar edilerek sürenin hesaplanacağı (saptanacağı)–