Hükmi şahıslar adına kendilerine tebligat yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde, tebligatın orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılabileceği–
Tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin maddi vakalara dayandırılmış olması halinde mahkemece duruşma açılarak taraf teşkili sağlanarak ve tarafların delilleri de toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği–
Borçlunun nerede olduğu tespit edilmeden borçlunun işyerinde borçlunun memur ve müstahdem sıfatını taşımayan amcasına yapılan tebligatın usulsüz olacağı–
Taşınır satışlarında, satış ilanlarının taraflara tebliğine gerek yok ise de, icra müdürlüğünce “satış ilanının borçluya tebliğine” karar verilmiş olması halinde, adı geçene satış ilanı tebliğ edilmeden yapılan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
İcra müdürlüğünce borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine ‘takibin durdurulmasına’ karar verilmiş olması halinde borçlu (vekili) tarafından ‘tebligatın usulsüzlüğü’ ileri sürülerek icra mahkemesine yapılacak şikayetin ‘hukuki yarar’ yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerekeceği–
Hükmi şahıslara (tüzel kişilere) yönelik tebliğlerin bunların yetkili temsilcilerine, temsilciler birden fazla ise yalnız birine yapılabileceği (Teb. K. 12)–
Tebligat Kanununun 32. maddesi gereğince muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren takibin şekline göre icra dairesine itiraz etmemiş olmasının, ‘tebligatın usulsüzlüğüne’ ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği–
Şikayetçi borçluya, diğer borçlunun işyeri adresinde ve diğer borçlu imzasına yapılan ödeme emri tebligatının, Tebligat Kanununun 39. maddesi uyarınca geçersiz olacağı–