Somut olayda borçlu adına ödeme emri tebligatının işyeri adresine çıkartıldığının ve aynı adreste çalışan kişinin adına tebliğ edildiğinin görüldüğü, tebliğ işlemi bu hali ile Tebligat Kanunu'nun 17. maddesine göre yapılmış ise de; tebliğ anında muhatabın orada bulunmadığı hususu tespit edilmeden doğrudan çalışana yapılmış olan bu tebligatın, anılan madde hükmüne aykırı olmakla usulsüz olduğu-
Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile tüzel kişiler için resmi kayıtlardaki adres esas alındığından borçlu şirketin ticaret sicilindeki adresine Tebligat Kanunu' nun 35. maddesine göre yapılan tebligatın usul ve yasaya uygun olduğu-
İlan metinlerinin bir ay süre ile mahkeme divanhanesinde askıya çıkarılması gerektiği-
Vekilin vekillikten çekildiğinin müvekkiline bildirilmeden yargılamaya devam edilemeyeceği-
Davalının tacir olup, basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduğu, kendisi ile ilgili sicile adres değişikliğini bildirmekle mükellef olduğu-
Adres yetersizliği nedeniyle iade edilen ödeme emri tebliğ zarfında yazılı adreste numara mevcut olmadığı halde, ticaret odasının bildirdiği adreste numaranın bulunduğu anlaşıldığından, öncelikle bildirilen sicil adresine ödeme emrinin gönderilmesi, evrakın tebliğ edilmeksizin iadesi halinde ancak, Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre tebligat yapılması gerektiği- İlk tebligatın adres yetersizliği nedeniyle iade edilmesi üzerine, ticaret sicili adresine doğrudan 35/4.madde gereğince tebligat çıkarılması halinde, yapılan tebliğ işleminin usulsüz olacağı- Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise tebligatın geçerli sayılacağı ve bu durumda, şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksinin ise karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabileceği-
Davalının sistemde kayıtlı "yerleşim yeri adresine" ilişkin beyanın, davacı tarafından yapılmış olabileceği, bu husus da dikkate alındığında, dava dilekçesinde “… üç hafta kadar önce evi terk ettiği" açıkça ifade edilen davalıya, aynı zamanda davacının da yerleşim yeri adresi olan adreste Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın geçerli ve usulüne uygun olmadığı-
Muhatabın adres kayıt sistemindeki gösterilen adresine, o adreste hiç oturmamış veya sürekli ayrılmış olsa da yapılan tebligatın geçerli olmadığı-
Ödeme emri tebligatının üzerine menıis adresi şerhi verilerek çıkarıldığı, dağıtıcı tarafından, mazbataya muhtarın imzasının alınmadığı, dağıtıcının isminin ve soyisminin yazılmadığı, şikayet konusu yapılan tebligatın TK.'nun 10/2.'ncı maddesi göz ardı edilerek borçluya önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartlan oluşmadan doğrudan doğruya TK.'nun 21/2. maddesine göre çıkartıldığı ve bu tebligatın usule aykırı bir tebligat olduğu bu nedenle mahkemece TK.'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin borçlunun öğrenme tarihi olarak bildirdiği tarih olarak düzeltilmesi gerektiği- Takip talebinde borçlu ve alacaklı olarak gösterilen kimselerin o takipte gerçekten alacaklı ve borçlu sıfatına haiz olması gerekeceği-