D.çeler aşamasında iddianın serbestçe genişletilebileceği ve yeni talep eklenebileceği-
TTK. mad. 45 uyarınca sicilde tescilli ticaret unvanının diğer bir unvan ile ayırt edilmesi gerekli hallerde ek yapılacağı ve TTK. mad. 52 uyarınca da, unvana tecavüz halinde gerçek hak sahibinin tecavüz oluşturan ibarenin değiştirilmesi veya silinmesini talep edebileceği-
Markaya tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemli davada, uyuşmazlık konusu yapılan ilgili marka adının davalı tarafından alan adı olarak ya da internet ortamında ne şekilde kullanıldığı hususu belirlenip açıklığa kavuşturulmaksızın, bu marka adının internet sitelerinden ve davalıya ait alan adlarından kaldırılması cihetinde şeklinde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Bir işaretin marka olarak tescil edilebilmesi için, ayırt edilebilir bir niteliğe sahip olması gerektiği, şayet bir işaret, tescili istenen mal veya hizmetin adını, niteliğini, karakteristik özelliklerini içeriyor; cins, çeşit, kalite, vasıf, miktar, amaç, coğrafi kaynak, malların ya da hizmetlerin üretildikleri zaman, değer gibi unsurlardan oluşuyor ya da bu unsurları münhasıran içeriyor ise, bu işaretin ayırt edici değil, tanımlayıcı nitelikte olduğunun kabul edileceği, tamamlayıcı nitelikteki bu durumun ise marka olarak tescilinin mümkün olmayacağı-
Davacının tasarımlarına tecavüzden doğan haksız rekabetin tespiti, men’i, ürünlerin toplatılarak imhası, maddi ve manevi tazminat taleplerine-
Bilirkişi heyeti raporunda ve taraf vekillerinin itirazları üzerine aynı heyetten alınan ek raporda, davalı eyleminin davacının tasarımına tecavüz teşkil etmediği belirlense de raporlara aykırı olarak davalı eyleminin tecavüz oluşturduğu yönünde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
‘‘ M.........’’ unsurlu davalı başvurusunda yer alan ‘‘ M’’ harfi asli unsur olup, aynı şekilde davacının itiraza dayanak seri markalarının asli unsuru da ‘‘ M’’ harflerinden meydana geldiğinden işaretler arasında ortalama alıcılar nezdinde 556 sayılı KHK'nın 8/1-b maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimalini içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğunun kabulü ile davacı şirketin perakende satış hizmetleri alanında tanınmış olduğu da dikkate alınarak 556 sayılı KHK'nın 8/1-b ve 8/4 maddeleri çerçevesinde uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerektiği-
35. sınıf hizmetler için tescil başvuru yapılan marka ile aynı sınıfta tescilli davacı seri markaları arasında benzerlik olduğu, taraf markaları arasında benzerlik bulunduğu, ve taraf markalarının aynı sınıf ürün ve hizmetleri ihtiva ettiği gerekçesi ile 556. sayılı KHK 8/1-b maddesi uyarınca iltibas riskinin bulunduğu-
Ceza mahkemesinin dava konusu markanın 16. ve 35. sınıflarda kullanıldığına dair dosyada delil olmadığı şeklinde değerlendirme yapıldığı, bu haliyle marka hakkına tecavüz suçunu işledikleri sabit olmadığından sanıkların beraatine dair verilen kararın hukuk mahkemesi için bağlayıcı olamayacağından; dava konusu markanın davalılar adına tescilli olmadığı ve başvuru aşamasındayken müddet hale geldiği de gözden kaçırılmadan davalılar adına TPE nezdinde kayıtlı olan markalar ve kapsamları dikkate alınarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yaratıp yaratmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, yalnızca 2009 yılına ait 11 aylık eylemden ötürü tazminat miktarı hesaplandığından mahkemenin 2009 yılı için hesaplanan süre dışındaki eylemler nedeniyle tazminata karar verilmesi, davalı lehine oluşan müktesep hakkın ihlali niteliğinde olacağından hükme esas alınan son bilirkişi raporuna itibar edilerek, 2009 ve 2010 yıllarında gerçekleşen tecavüz eylemleri için hesaplanan tazminata hükmedilmesinin haksız olduğu- Bozma ilamına uyulduğu halde, davalının söz konusu markayı kullanarak elde edilen kârın belirlenmesi bakımından, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, gerekçesi açıklanmadan; 2009 yılı için belirlenen kârlılık oranının salt tecavüz konusu ürünlere ait olup olmadığının belirtilmemesi, marka dışındaki unsurlar ve ayırt edici kelimenin tercih edilmesinden kaynaklı hesaplanan tenzilatın hasılattan vergi düşümü yapılmadan uygulanmasının doğru olmadığı-